KADININ GELİŞİMİNİ, BİRDE ALPAGO’NUN AĞZINDAN DİNLEYİN
Devlet eski Bakanı Önay Alpago, memleketi Karadeniz EreÄŸli’de “Türkiye’de Kadın Olmayı” anlattı.
Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra SHP’de aktif siyasete baÅŸlayan, kongre ile seçilip kadın olarak üst üste iki kez ilçe baÅŸkanı olan, Parti Meclisi ve MYK ÃœyeliÄŸi ile Genel BaÅŸkan Yardımcılığı görevleri verilen Karadeniz EreÄŸli doÄŸumlu Kadın Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet eski Bakanı Önay Alpago, Cumhuriyet DerneÄŸi EreÄŸli Åžubesi’nin davetlisi olarak geldiÄŸi ilçede, söyleÅŸiye konuÅŸmacı olarak katıldı.
ÇeÅŸitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan ve serbest avukatlık yapan Alpago, Atatürk Kültür Merkezi Nikah Salonu’ndaki söyleÅŸide yaptığı konuÅŸmada, kadın olmanın tarihsel geliÅŸimini anlattı.
Kadınların, Osmanlı imparatorluğu döneminde adeta yok sayılarak hayvanların dahi daha değerli görüldüğü öne süren Alpago, kadının hak ettiği değeri Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte geri kazandığını söyledi.
Alpago, “nüfusun yarısıyız, kalan yarısını ise dünyaya getirenleriz. Ama dünya nüfusunun yarısı olmak demek, insanlığın yarattığı tüm güzelliklerini, tarihsel zenginliÄŸinde yarısının sahibi olmak demektir” dedi.
Dünyanın ilk kadın hükümdarı Türk kadınlarıdır.
Biri Türkan Sultan diğeri Raziye Sultandır
Kadınların Osmanlı öncesi, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet yılları sonrası olmak üzere toplum ve devlet yönetimindeki rolünü anlatan Alpago, şu sözlerle konuştu:
“Kadınlar, ailede eÅŸit kabul edilmiÅŸlerdir. Hem toplumda hem de Devlet yönetiminde erkekle eÅŸit temsili hayata geçirmiÅŸlerdir. Tek eÅŸliliÄŸin egemen olduÄŸu yıllardır o yıllar. Miras hakkının kadına tanındığı yıllardır. Kadın ve erkeklerin hayatın her alanında yanyana durabildiÄŸi yıllardır. Hatta ’Hakan ve Hatun buyuruyor ki’ diye devlet fermanları imzalatılmıştır. Dünyanın ilk kadın hükümdarı Türk kadınlarıdır. Biri Türkan Sultan diÄŸeri Raziye Sultandır.
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nda ilk nüfus sayımı 2’nci Mahmut döneminde yapılmış,
sadece erkekler ve hayvanlar sayılmıştır.
Daha sonra Osmanlı döneminde kadın statüsü, kadının konumu denizlerin çekiliÅŸ dönemini andırır. Bir Fransız gazetecinin dediÄŸi gibi ’Osmanlı Devleti’nde kadınlar, görünmezlikleri ile vardırlar’. Yolda görünmezler, iÅŸte görünmezler ve hatta camda görünmezler. Kafes arkası dediÄŸimiz kafesli pencere örtüleri, o dönemlerde yapılmıştır. Biraz Bizans kültürü, biraz Arap ve Fars kültürü nedeniyle kadınlar artık eve kapanan, evde varlıklarını sürdürmek mecburiyetinde kalanlardır. ErkeÄŸin karısından biridir. EvliliÄŸi sadece dini nikahtır. ÇoÄŸu zaman, evlendiÄŸi erkeÄŸi evlendiÄŸi gece görür. Mirasta erkek kardeÅŸ ile eÅŸit paya sahip deÄŸildir. Velayet hakkı yoktur. Ama daha da önemlisi bırakınız boÅŸanmayı hayata geçirmeyi talep etme hakkı da yoktur. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nda ilk nüfus sayımı 2’nci Mahmut döneminde yapılmış, sadece erkekler ve hayvanlar sayılmıştır. Kadınlar, nüfustan dahi görülmemiÅŸtir.
Ve Atatürk’ün Cumhuriyet Dönemi!
Sonra denizler yükseliÅŸe geçmiÅŸtir. Ve denizlerin yükseliÅŸi gibi bu ülkenin topraklarında yaÅŸayan bütün kadınların kul olmaktan çıkıp yurttaÅŸ olma kimliÄŸine kavuÅŸtukları dönem, bir kes daha minnet ve şükranla andığım aziz Atatürk’e borçludur. ’Ä°ki kanatlı bir kuÅŸ düşünün’ demiÅŸtir sevgili Atatürk. Onun yükselebilmesi için iki kanadını da kullanabilmesi gerekir. Ama siz kanadın birini kırarsanız, o kuÅŸ ne yükselebilir ne de uçabilir. Ä°ÅŸte insanlıkta iki kanatlı kuÅŸ gibidir. Kadınlar ve erkekler, birlikte o kuÅŸu havalandırıp yüceltebileceklerdir. Çünkü aziz Atatürk’ün iki temel ülküsü vardır. Bir tanesi Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Ä°kinci de, çaÄŸdaÅŸ uygarlık düzeyinde ülkeleri aÅŸacaktır. Peki bu nasıl olacaktır? O yolu kardın-erkek yürüyerek olacaktır.”
Devlet eski Bakanı Önay Alpago, memleketi Karadeniz EreÄŸli’de “Türkiye’de Kadın Olmayı” anlattı.
İlk Yorumu Siz Yazın!