’SEZARYAN İNSANLIK SUÇUDUR’

Sağlık Bakanı Akdağ, sezaryenle doğum yöntemiyle ilgili "Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek, bana göre bir insanlık suçudur." dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sezaryenle doğum yöntemiyle ilgili "Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek, bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır." dedi.

Bakan AkdaÄŸ, Ankara’da bir otelde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında saÄŸlık muhabirleriyle bir araya geldi. Yediden yetmiÅŸe herkesin, anne karnından kabre girinceye kadar saÄŸlık konusu ile alakalı olduÄŸunu ifade eden AkdaÄŸ, ilgilendikleri grubun sadece 79 milyon vatandaÅŸ olmadığını, anne rahminde olan bebeklerle beraber 80 milyonluk bir popülasyonla ilgilendiklerini söyledi.

"Åžehir merkezlerinde geliÅŸmiÅŸ aile merkezleri olacak"

Aile hekimliği merkezlerine ilişkin yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, şöyle devam etti:

"SaÄŸlık ocaklarından aile hekimliÄŸine geçerken birkaç basamak yükselmiÅŸtik. Aile hekimliÄŸi merkezlerini, psikolog, fizyoterapist, ağız diÅŸ saÄŸlığı gibi hizmetlerle geliÅŸtireceÄŸimiz ÅŸehir merkezlerinde biraz daha büyük, kompakt merkezler haline dönüştüreceÄŸiz. Hizmet alma imkanımız daha da artacak. Hastane hizmetleri açısından kamudaki saÄŸlık hizmetini, hastanelerimizde de güçlendirmeye devam edeceÄŸiz. Kamuda verilen saÄŸlık hizmeti ne kadar güçlü olursa özel sektörden de bu ölçüde kaliteli ve hizmet satın alabiliriz. Türkiye’deki özel hastanecilik hizmetlerinin geliÅŸmesi vatandaÅŸlarımızın yararınadır ama belli bir ölçüye kadar. Kamunun verdiÄŸi hizmetlerin oranının yüzde 70’in altına düşmemesi lazım. Özel saÄŸlık sektöründen de vatandaşı üzmeyecek, ödeyemeyeceÄŸi rakamların çıkarılmayacağı biçimde hizmet satın alabiliriz."

"Sezaryen insanlık suçudur"

AkdaÄŸ, sezaryen konusu her gündeme geldiÄŸinde muhalefet eden birilerinin çıktığını belirterek, Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün (DSÖ), ülkelerde sezaryen uygulamasının ortalama yüzde 15 ila 20 olmasının tıbbi ihtiyaçları karşıladığını raporladığını anımsattı. AkdaÄŸ, dünyanın en geliÅŸmiÅŸ Ä°skandinav ülkelerinde sezaryen oranlarının yüzde 15-20 civarında olduÄŸunu, Türkiye’de ise bu oranının yüzde 50’nin üzerine yükseldiÄŸini belirtti.

Akdağ, şöyle devam etti:

"Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır.

Bundan birilerinin çıkarı var. Kamu hastanelerinde sezaryen oranları yüzde 35’lerde iken özel hastanelerde sezaryen oranları yüzde 65’lerde. Bu size bir ÅŸeyler söylemiyor mu? Ä°htiyaç olduÄŸunda sezaryen kaçınılmaz bir gerekliliktir ve elbette yapılmalıdır. Ä°htiyaç yokken sezaryen yapılması kötü hekimlik uygulamasıdır. Yerine göre para kazanma hırsından, yerine göre hamile kadının yanlış yönledirilmesinden, yerine göre de orada iÅŸlerin bir an önce bitirilme arzusundan kaynaklanıyor.

DoÄŸum yapan hanımlar bilirler, ilk doÄŸum uzun sürer. SaÄŸlık kuruluÅŸu için de oradaki ekip için de hamile kadını ameliyathaneye alıp narkoz verip karnını yarıp bebeÄŸini çıkarmak çok pratik görünüyor. Bu çok yanlış bir uygulama. Açıkçası bu iÅŸi yapanların zihniyeti açısından en hafifi ile istismardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin SaÄŸlık Bakanı olarak buna gücüm yettiÄŸince müsaade etmeyeceÄŸim."

Akdağ, "Bugün ilan etmiyorum ama bu hususta başlatacağımız bir kampanya ile ben de kaç kilo vereceğimi Türk halkına ilan edeceğim. Kendimi de taahhüt altına sokacağım." dedi.

AA