Kum Mucit’in Hayali Guinness’e Girmek!
22 yıldır tek hobisi "icat" yapmak olan ve çevresinde "Kum mucit" olarak tanınan 58 yaşındaki Hasan Kum’un en büyük hedefi Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek.
Uzun yıllar yurt dışında yaşayan ve 22 yıl önce Düzce’nin Gölyaka ilçesinde bağlı Yeşilova köyündeki babaevine yerleşerek çiftçilik ile geçinmeye başlayan evli ve 4 çocuk babası Kum, 15 dönüm arazi üzerine kurulu evinin bahçesine atölye kurdu.
Atölyesinde gece gündüz çalışarak 22 yılda içerisinde otomatik araçlar için kullanılan şanzıman, elektrik üretimi yapan rüzgar türbini, fındık toplama makinesi, "dalkes" adını verdiği fındık dal kesme makinesi, 4 çeker tarım aracı, "dök yat" kanepe, gizli topuk ayakkabı, arı kanat sistemi (uçaklar için), meyve sıkma aleti, yangın söndürme sistemi, su damlatmayan bardak altlığı, duman yapmayan soba, nohut soyma makinesi, baca temizleme aleti, kapı menteşe sistemi makine ve icatlar yapan ortaokul mezunu Kum, özellikle geliştirdiği tarım aletleri ile ekonomiye katkı sunmaya çalışıyor.
"Kum mucit"in atölyesi, hafta sonları ise çeşitli üniversitelerin düzenlediği turlar ile ziyaretçi akınına uğruyor.
Kum, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tek işinin icat gerçekleştirmek olduğunu, bunu meslek haline dönüştürdüğünü belirterek, 22 yıldır Türkiye’de olduğunu ve bu süre içerisinde çiftçilik ve mucitlik ile uğraştığını söyledi.
Yaklaşık 18 yıl Avrupa’da kaldığı babası vefat edince, Türkiye’ye döndüğünü dile getiren Kum, "Avrupa’dan geldikten sonra sadece icat yapıyorum. İcat yapmamın yanı sıra hayvan besliyorum. Fındığımız var, o işle ilgilenirim. Fındık işinden elde ettiğim gelirle icatlarıma sponsorluk sağlıyorum. Bu şekilde icatları üretim aşamasına taşıyorum." dedi.
-"İcat nedir bilinmiyor"
Türkiye’de icadın tanımının tam karşılığının ne olduğunun bilinmediğini savunan Kum, "İcat demek ihracat anlamına gelir. İcadı iyi anlamak lazım. İcat varsa ihracat vardır. Türkiye’de maalesef icadın tam tanımı belirmemiştir. İcat dünyanın en önemli işidir. Ülkeler icatlarla kalkınır. Gelişmemiş ülkeler, icadı bulunmayan ülkelerdir. İcatlar bir ülkenin en önemli işidir. ’Ülkemizde bu biliniyor mu?’ diye sorarsanız, ben buna yanıt veremem." diye konuştu.
İcatlarına yetirince sahip çıkılmadığını ileri süren Kum, bunların arasında en önemlisinin "Rüzgar türbini" olduğunu vurguladı.
Bu türbinin dünyada eşi benzeri bulunmadığını, sistem olarak normallerinden 50 kat daha güçlü olduğunu iddia eden Kum, şunları kaydetti:
"Dünyada rüzgar türbini olarak yapılan çalışmaları gücüyle yıkıp geçiyor. Dünyadaki rüzgar türbinlerine göre 50 kat daha fazla elektrik üretme gücüne sahip. 22 yılda 35 çalışma yaptım. Toplamda 35 çalışmam arasında 16 tanesi icattır. İcatlarım arasında dünya pazarına çıkabilecek olan ’Rüzgar türbinleri’ ile ’şanzuman’, ’diferansiyel sistemi’ var. Diferansiyel sistemini bilim insanları alıp bir incelese dünya bayram yapar. Tek diferansiyel dört çeker olarak yaptım. Tek çeker olup dört çeker olan bir icat yok."
Kum, özellikle tarım alanındaki icatlarının, sponsoru iş ortağı tarafından üretilerek satıldığını dile getirdi.
İcatlarını üreterek destek sağlamaya karar verdiğini belirten Kum, "Bu amaçla önce fındık kırma makinesi ürettim. İcadım boylamadan fındık kırıyor. Dünyada boylamadan fındık kırma aletini ilk ben yaptım. Bu ürün bizim ülkemize ait. Üretip satmaya başladım. Oralardan gelen paralarla diğer icatlarımı ayağa kaldıracağım. Hepsi bana bakıyor. Geliştirilmeyi istiyor. Bir icat ortaya çıkar ama onu geliştirme süreci vardır. Bu yüzden icatlarımı üretime geçmeye mecbur kaldım. Fındık kırma icadının ardından fındık ağacının dalını kesme icadı yaptım. ’Yaşadığım bölgede çiftçilerin neye ihtiyacı var, ne satılabilir?’ diye baktım. Fındık dalı kesme makinesini ortaya çıkardım. Bu ziraat alanında dünyada büyük bir başarıdır. Benim çalışmalarıma icat dememin sebebi, var olan çalışmaların daha önce yapılmamış bir şekilde üstün olmasındandır." ifadesini kullandı.
Bir ülkenin gelişebilmesinin tek yolunun icat olduğunun altını çizen Kum, "Ülkemizin bütünlüğüyle kalkınmasıyla birlikte tek ihtiyacı icatlardır. İcatlarımızı yaptık. Görevli kişileri bekliyoruz. Gelsinler, incelesinler ve üretsinler hiç para istemiyorum. Devletimiz gelsin, hepsini bağışlayacağım. Ben sadece ülkemizin insanının bir Almanya, Fransa, İngiltere vatandaşları gibi olsun istiyorum. Vatandaşlarımız ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmesin. Devletler bilimle yükselir. Bilim olmayan yerde değerler olmaz. Gelişmiş ülkeler bizi değersiz kılmak istiyor. Bilimsiz hiçbir değer yükseltilemez." şeklinde konuştu.
- "Bir çok ürün için patent başvurum var"
Ürettiği araç gereçler için bunu belgeleyen noter tasdikli yazılar bulunduğunu anımsatan Kum, "Ben birçok alet geliştirdim. Bunların bir kısmı bana özgü, bir kısmı ise var olan ürünlere eklemeler olarak görülüyor. Patent başvurusu yaptığım 4 ürünüm var ama bunların seri üretimini zaten yapıyorum. Faydalı ürün olarak belgelenen ürünlerim de mevcut. Bir benzerleri yapılsa da benim yaptığımın yanında onlar hafif kalıyor. Ben bu işe kendimi adadım ve asla pes etmeyi düşünmüyorum." diye konuştu.
- "Guinness Rekorlar Kitabına girmek isterim"
İcatlarının her geçen gün arttığını ve dünyada bu kadar çok icat yapan kişi olmadığı düşüncesi taşıdığını vurgulayan Kum, Guiness Rekorlar Kitabı’na girmek istediğini belirtti.
Kum, bunu icatlarına sahip çıkılması, üretime geçilmesi ve ülkenin kalkınması için istediğini aktararak, "Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi benim icatlarım fazlasıyla hak ediyor. Kendi soyadım olan ’Kum’ gibi icat ürettim. 200 çalışmam arasından özenle seçip tamamen emin olduğum 35 çalışma arasından, 16 tanesi, tamamen icat olduğunu kanıtladığım için icat diyorum. 35’i de icat kapsamına girecek belki ama tamamen bitmediği için 19’unu dahil etmiyorum." ifadelerini kullandı.
İlk Yorumu Siz Yazın!