EN GÜZEL TERAPİ !.
Gönülden hayvan seven, uzaktan hayvan seven, çok seven ama bir türlü dokunmaya cesaret edemeyen.
Sonuç itibariyle her koşulda hayvan severiz.
Ama uzaktan, ama dokunarak, sarıp sarmalayarak..
Çocukluğumdan bu yana bir kedi ya da köpek gördüğümde yolumu değiştirirdim. Bir tık bu sorunumu aşsam da, tam anlamıyla çözümleyemediğim için eskisine göre biraz daha ilerleme kaydettiğimi düşünüyorum.
Bu anlam da kedi, köpek hatta kelebek fobisi olanların bile belirli aralıklarla, bazen de tek seans da çözüme kavuşan bilimsel çalışmalar olduğunu olumlu yönde çok da etkili olduğunu son zamanlarda duymaktayım.
Evcil hayvan sahiplenmek; çoğumuzun belki zaman zaman düşündüğü ya da bir türlü cesaret edemediği daha önce deneyimleyip, yapamıyorum dediği aynı zamanda bir o kadar da sorumluluk gerektiren durum.
Açık alanlarda çoğumuz birbirinden sevimli kedi ve köpeklerle karşılaşıyoruz. Sahibinin elinde sevimli kıyafetiyle yavru köpek; ah canım şuna bak nasıl da sevimli.
Ya da şunun elbisesine bak ne tatlısın sen..vs.
Siz onları soğuktan korumak için giydiriyorsunuz,fakat özel bir hastalığı olmadığı sürece veteriner hekimler kesinlikle bunun yanlış olduğunu söylüyor. Köpek eğitmenleri de bu konuyu şöyle özetliyor.
“Evcil hayvanlarınızı insanlaÅŸtırmaya çalışmayın. Patilerine ayakkabı görünümlü ÅŸeyler giydirmeyin. Bırakın doÄŸal olarak yere basarak yürüyüp koÅŸsunlar.Bu durum sadece sizi tatmin eder. Zaten insanoÄŸlunun dışında hangi canlı dış görünüşünü kafasına takar ki? Ama gerçek olan tek bir ÅŸey var ki evde sevimli bir dostunuzun olması tüm sorumlulukları üstlendiÄŸiniz ve karar verdiÄŸiniz zaman en güzel terapilerden biri.
İnsan hayatında her tür hayvanın yeri şüphesiz ayrıdır. Bazen fanustaki balığınız, kaplumbağanız,kuş, kedi ya da köpeğiniz vb.
Ama ben sadık dostumuz köpeklerin ne kadar duygusal ve sevgi dolu olduğunu anlatan iki filmden bahsetmek istiyorum.
Ä°lki HACHÄ°KO;
1924 yılında Tokyo üniversitesinde görev yapan Japon Profesör Hidesaburo Ueno, küçük bir köpek yavrusu edinir kendine. Profesör, Japonya da sekiz tane anlamına gelen HACHÄ°CO adını koyar köpeÄŸine. Profesörün iÅŸten çıkış saatinde her gün sahibini metronun önünde bekler. Zaman içinde Profesör üniversite de kalp krizi geçirir ve hayatını kaybeder. Ama HACHÄ°CO inatla yıllarca sahibinin tekrar geleceÄŸini ümit ederek bekler. Ta ki metronun önünde bir kış günü kendisi ölene dek.(Bu hikaye gerçek hayattan alınmış Japonya ‘da yaÅŸanmış bir hikaye)
Bu filme hayat veren isim olarak, Profesör rolünde Richard Gere ve Joan Allen birlikte rol alıyorlar.
HACHÄ°CO dan sonra geçtiÄŸimiz günlerde izlediÄŸim ve çok etkilendiÄŸim “MARLEY AND ME.
”2008 yapımı olan Jennifer Aniston ve Owen Wilson’un baÅŸrollerini paylaÅŸtığı labrador cinsi bir yavru köpeÄŸi sahiplenmeleriyle baÅŸlayan film aksiyon filmlerini aratmıyor.
Kahramanımız o kadar yaramaz ki,eğitilmeyi reddediyor.Bulunduğu her ortamda kendini fazlasıyla hissettiriyor.Ama onsuz da olmuyor..Ailece izleyebileceğiniz mükemmel bir film.
BİR KÖPEĞE LÜKS ARABALAR,BÜYÜK EVLER YA DA GÖSTERİŞLİ KIYAFETLER GEREKMEZ.KOVALAMACA OYUNU YETERLİDİR.KÖPEK SİZİ ZENGİN YA DA YOKSUL OLSANIZ DA SEVER.ZEKİ VE SIKICI OLSANIZ DA.BUNU SİZE KAÇ İNSAN SÖYLEYEBİLİR?KAÇ İNSAN SİZİN KENDİNİZİ ÖZEL HİSSETMENİZİ SAĞLAYABİLİR?KAÇ KİŞİ SİZE KENDİNİZİ OLAĞANÜSTÜ HİSSETTİREBİLİR?..(Marley and Me)filminden alıntıdır.
Kış mevsimindeyiz, sokaktaki hayvanlar için belirli yerlere kedi ve köpek maması, kuşlar için artan ekmeklerimizi minik parçalar halinde bırakalım.
Hayat hepimiz için paylaştıkta güzel.
Paylaşmanın mutluluğu çok daha güzel..