ŞAFAK KAÇ ?

Kariyeri sayısız şampiyonluklarla dolu, bir futbol efsanesiydi  (!)

Talihsiz sakatlığı (!) başına gelmemiş olsa; Nihat Kahveci, Arda Turan gibi isimlerden önce Avrupa’ya transfer olacak, hem Ereğli, hem de Türkiye’yi Avrupa’da başarıyla temsil edecek büyük yetenekti (!)

Zamanla yaşlanıp takımıyla küme düşünce (!) futbolu bıraktı ama sahalardan kopmadı.

Herkes bu büyük yeteneği (!) Antrenör olur diye beklerken, o yöneticiliğe merak saldı (!)

Oldu da (!)

Karşısındakilerin   tercihlerini sorgulayan, beğenmeyen, kötüleyen, kendi doğrusundan başka doğru tanımayan, onun önerilerine karşı sunulan alternatiflere burun kıvıran;

Israrcı, dayatmacı, bencil ve empati yoksunu !

Onun istediği hoca, onun istediği kulüp müdürü olmalı, deplasmana gidildiğinde harcırah onun cebine konmalı, sezon başı ve devre arası kampına da o gitmeli.

Bir kampa gönderilmeyince çocuk gibi küsüp istifa edecek kadar da Ereğlispor aşığı!

Takım şampiyonluğa giderken kalemi oynamayan, Kırşehir’de şampiyonluk elden gidince yeniden hortlayan Ereğli sevdalısı!

Bugünlerde yine başlamış yazmaya!

Takımı İhsan Yazıcıoğlu alır bismillah demeden sallamaya başlar, takımı Akın Katı almak ister, hakkında bel altı yazar !

Takım Bozkuş’a verilir  “Cahit'i hoca yap, Bayram’ı gönder yoksa muhalefet ederim.” der !.

Ne hocanın taktiğini, ne oyuncuların performansını yazar. Varsa yoksa, Dalkavuk, ordinaryüs, kanka !

Dün futbol efsanesinin son yazısını okuyan bir arkadaşım aradı,

 Telefonu açar açmaz, “İyi dinle sana bir merdiven hikâyesi anlatacağım” dedi ve başladı anlatmaya;

Temel bir gün topallayarak yürüyormuş.

 Temel'i topallarken, gören arkadaşı Dursun sormuş:

"Hayrola Temel ne oldu?"

Temel anlatmış:

"Sorma Dursun, 15 metre yüksekliğindeki merdivenden düştüm."

Dursun şaşkınlık içinde sormuş:

"Allah korumuş. Nasıl oldu da kurtuldun?"

Temel cevap vermiş:

Düşerken daha merdivenin birinci basamağındaydım.

Fıkra bitince “İyide konumuz futbol, merdiven ne alaka “ diye sordum?

Cevap bilmece gibiydi.

“Bazen futbolda sadece saha içinde iyi olmak yetmez, senin başkanın hem sahada, hem masada, hem de merdiven altında iyiydi !”

Ne gibi işler?

Bu kadar yeter!