YÖK BAŞKANI, AA EDİTÖR MASASINA KONUK OLDU

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) BaÅŸkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk oldu.

Saraç, 1 yıllık görev sürecinde yaptıkları çalışmalar ve gündemdeki konulara iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu.

Fen-edebiyat fakültesi öğrencilerinin öğretmen olabilmelerinin önünü açan pedagojik formasyon dersleriyle ilgili "Pedagojik formasyona iliÅŸkin bir çalışmanız var mı? Bu sene kaç kiÅŸiye verilecek?" sorusunu Saraç, öyle yanıtladı:

"Bugünlerde de pedagojik formasyonla alakalı bir çalışma yürütüyoruz. Tabi ülkenin ihtiyaçları ve gerçeklerin de sarfınazar etmeden öğretmen ihtiyacının olduÄŸu yerlere ağırlık vererek, bir formüle varacağımızı düşünüyoruz. Bunu önümüzdeki günlerde belirleme durumumuz olabilir. Biz umut tacirliÄŸi de yapmak istemiyoruz, gerçekçi olalım, popülist yaklaşımlardan uzak olmak istiyoruz."

Pedagojik formasyona prensip olarak karşı olmadıklarını belirten Saraç, "Milli EÄŸitim’in iÅŸ gücü planlamasına da dikkat etmek durumundayız. Önümüzdeki genel kurulların ilkinde veya ikincisinde bu formasyonla ilgili hangi alanlarda ne kadar verileceÄŸi hususunda bir açıklamamız olacak" diye konuÅŸtu.

Üniversiteye giriş sisteminde değişiklik olup olmayacağı konusundaki soru üzerine Saraç, sistemin adil olduğunu ancak iyileştirmelerin yapılabileceğini belirtti. Saraç, şunları kaydetti:

"Ailelerin rahat olmasını istiyoruz. Bu sene giriÅŸ sisteminde yapısal bir deÄŸiÅŸiklik olmayacak, yapısal bir deÄŸiÅŸikliÄŸi öngörmüyoruz.  Ã–yle bir tespitimizi biz söylüyoruz. Sınav sayılarının artmasına biz de sıcak bakıyoruz. Bunun üzerinde çalışma yapılıyor. Fakat sınav sayılarının artması da bugünden yarına yapılacak, alınacak bir karar deÄŸil. Açık uçlu soru, kamuoyunun gündeminde uzun zamandır yer iÅŸgal ediyor. Tabii ki bunu da tedrici olarak, açık uçluya geçilmesi taraftarıyız. Yani belli bir matematiksel iÅŸlemin varacağı son neticenin yazılacağı veya bir isim veya tarihin sorulacağı, tabii ikinci aÅŸamada yapılacak, açık uçlu az soruda yapılabilir. Bu hususta, ÖSYM gerçekten yetkin, Ã§ok geniÅŸ bir tecrübeye sahip, yapılabilir."

Bunların hepsinin deÄŸerlendirildiÄŸini belirten Saraç, "Bu sene ailelerin rahat olması lazım. Yükseköğretime giriÅŸle ilgili yapısal bir deÄŸiÅŸiklik olmayacak. Geçen sene nasıl hazırlanıyorsa öğrenciler, bu sene de bu ÅŸekilde hazırlansınlar. Mevcut sistem girilecek programın gerektirdiÄŸi yetkinliÄŸi sorgulayan adil bir düzenek. Burada bir yapısal bir deÄŸiÅŸikliÄŸi bu sene için öngörmüyoruz, böyle bir planlamamız yok" dedi.

"Son olayların üniversitelere yansıması oldu"

"Son dönemde yaşanan terör olaylarının üniversitelere yansımaları nelerdir? Konuya ilişkin öğrencilere bir çağrınız olacak mı?" sorusuna, Saraç, "Terör olayları yurdun neresinde, hangi kuruma yansıması olursa olsun tasvip edilecek, hoş görülecek bir husus değil" yanıtını verdi.

Bu durumun, bütün milleti olduÄŸu gibi yüksek öğretim camiasını da üzüntüye sevk ettiÄŸini belirten Saraç, "Öğrencilere, akademisyenlere ve eÄŸitim hayatına terörün hedefi yöneldiÄŸinde, aslında ülkenin istiklaline deÄŸil, istikbaline yönelik oluyor bu tehdit. Ãœlkenin istiklaline deÄŸil, ülkenin, milletin bekasına yönelik olmuÅŸ oluyor. Dolayısıyla bu tehlike boyutu daha büyüyor" dedi.

Son olayların, üniversitelere yansımalarının olduğunu ifade eden Saraç, ancak bunların "münferit" denilebilecek olaylarla sınırlı kaldığını söyledi. Saraç, şunları kaydetti:

"Bazı boykot giriÅŸimleri oluyor, bu giriÅŸimler eÄŸitim-öğretimi aksatmaya sebebiyet vermiyor. Bunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum; DoÄŸru giden bir süreçte yürüyoruz. Üç önemli unsur var eÄŸitim-öğretimin aksamamasında üniversitelerimizde; Birincisi emniyet mensuplarının bu husustaki katkıları, diÄŸeri öğrencilerimizin gerçekten aklıselim sahibi olarak, Türkiye’nin istikbalinin kurucu unsurları olarak, kendilerinden beklenildiÄŸi gibi bunlara çok fazla prim vermemesi hususu ve tabi ki rektörlerimiz. Rektörlerimiz de dirayetle bu hususu yönetiyor. Sadece polisiye tedbirlerle deÄŸil, öğrencilerle de yereldeki dinamiklerle de temas içerisinde yürütüyor. Bizim istediÄŸimiz, üniversitelerimizin, yüksek öğretim kurumlarımızın, her farklı düşüncenin kendisini ifade edebileceÄŸi emin limanlar haline gelmesi. ’Ama farklı düşüncelerin ifadesi’ diyoruz, tabi zorlama, ÅŸiddet, bunların yer almaması gerekiyor üniversitede. Hangi boyutta olursa olsun ÅŸiddetin bütünüyle üniversitelerden dışlanması."

"Bütünleme yetkisini devrettik"

Çalışmalarına ilişkin bilgi veren Saraç, şöyle konuştu:

"Akademik teÅŸvik ödeneÄŸiyle ilgili yönetmeliÄŸi hazırladık. Sayın BaÅŸbakanımız da bunu destekliyor. Biz bununla ilgili kanun taslağı önerisini hazırladık ve sunduk. Sanırım Meclis açılır açılmaz bu hususla ilgili bir kanuni düzenleme yapılacak.  Bazı kararları alırken mümkün olduÄŸunca üniversitelerle hareket edelim istiyoruz. Onun için üslup deÄŸiÅŸikliÄŸine de gittik. Bazı uygulamalarımızı askıya çıkartıyoruz ve bütün yüksek öğretim camiasına da soruyoruz. Ãœniversitelerimize yetki devrine baÅŸladık. Ä°lk olarak bahar dönemindeki yatay geçiÅŸ kontenjanlarını üniversitelere bıraktık. Tüm yüksek öğretim sistemini ilgilendiren bir bütünleme sınavı var. Yeni bir yetki devrini de burada açıklayabilirim. Ãœniversitelerimiz, bütünleme sınavlarına iliÅŸkin birtakım endiÅŸelerini ve rahatsızlıklarını, sıkıntılarını ifade ettiler bu konulduÄŸundan itibaren. Biz bugün itibarıyla yükseköğretim kurumlarımıza, öğrencilere eÄŸitim-öğretim dönemi baÅŸlamadan önce bildirmeleri kaydıyla bütünleme sınavlarını açıp açmama, yapıp yapmama hususunda yetki devrediyoruz. Bu çok önemli yapısal bir deÄŸiÅŸikliÄŸi de getirecek peÅŸi sıra. Bunun da devamı gelecek."

YÖK’ün kaldırılması ile ilgili tartışmalara da deÄŸinen Saraç, Ã¢â‚¬â€¹ "(Kanunun ruhu olur) diye hukukçuların bir tabiri var. 2547’yi ben de tasvip etmiyorum. Ama bu kanunun bir ruhu var. Dolayısıyla bizim bunun yerine ikame edilecek düzenlemelerin kendisi içerisinde bir mütecanis yapıya sahip olması lazım "dedi.