KIVANÇ BARUÖNÜ ZONGULDAK’TA..
Yönetmen ve senarist Kıvanç Baruönü, Zonguldaklı ÅŸairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun hayat öykülerine iliÅŸkin, Ä°ki adam düşünün hayatlarında belki 10 yıl sonrasının olmadığını biliyorlar. Tek dertleri ÅŸiirlerinin ’Varlık Dergisi’nde yayımlandığını hayal etmek dedi.
Bülent Ecevit Ãœniversitesi’nce (BEÃœ) Prof. Dr. Ãœrif Amirov Konferans Salonu’nda düzenlenen Kıvanç Baruönü ile Kamera Arkası konulu söyleÅŸide konuÅŸan Baruönü, Zonguldak’ta, Yılmaz ErdoÄŸan’ın Zonguldaklı ÅŸairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun hayat öykülerini aktardığı KelebeÄŸin Rüyası filmi için aylarca uÄŸraÅŸtıklarını söyledi.
Baruönü, sinemada ve gerçek hayatta anlatılmamış bir şeyin kalmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu
KelebeÄŸin Rüyası’na bakarken ben kendi köklerime baktım. Zonguldak’a dair ne anlatabilirim diye düşündüm. Filmde iki tane genç insan görüyorsunuz. Yirmili yaÅŸlarında yaÅŸamdan çok ölüme yakın ve vereme yakalanmışlar. Ama film için yola çıkarken amacımız onların hiçbir zaman ölüme yazdıklarını seyirciye hissettirememektir. Åžiirlerini okuduÄŸunuzda hayata nasıl sıkı sarıldıklarını görüyorsunuz. Film yapmak çok zor bir iÅŸ. Dönem filmi yapmaya kalkışıyorsanız ve hala hayatta tanıkları varsa anlattığınız hikayenin onlara saygı adına bazı ÅŸeylere saÄŸlam tutunmak gerekiyor. Yanlış yapmamak gerekiyor. Filmde ÅŸairlerde öleceklerini bilmelerine raÄŸmen hayata umutla bakıyorlar. Åžiirlerine de baktığımızda o genç yaÅŸlarına raÄŸmen büyük lafları edebilmiÅŸler.
Türkiye’de sinema yavaÅŸ yavaÅŸ maalesef komediye girdi diyen Kıvanç Baruönü, ÅŸunları kaydetti
Belki yaÅŸadığımız dönemle ilgili. Biraz rahatlamak istiyoruz. Belki kolay tüketmeye alıştık ve gülelim geçelim diyoruz. Ama sinemanın da böyle bir iÅŸlevi var. Bir yerlerde birileri bizim ruhumuza dokunacak bir ÅŸeyler yapıyor. On filimden bir tanesi böyle çıkıyor. Ä°ki adam düşünün hayatlarında belki 10 yıl sonrasının olmadığını biliyorlar. Tek dertleri ÅŸiirlerinin ’Varlık Dergisi’nde yayımlandığını hayal etmek. YaÅŸasalardı, Orhan Veli’den daha çok belki bilecektik. Sadece 3-5 ÅŸiir kalmış bize. Kitapları bile olmamış. Åžiirleri Ä°ngilizce’ye çevriliyor ve Oscar töreninde insanlar onların ÅŸiirlerini dinliyorlar. Bu bile bir döneme, insana, ideale ve bir tutkuya çok büyük bir saygıdır.
İlk Yorumu Siz Yazın!