Kadınlar sorunlarını anlattı!,
8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Günü’nde, konuşan birçok kadının ortak söylemi, ’Kadın-Erkek Eşitliği’ oldu.
Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’nde, 91.7 frekansından yayın yapan Ereğli FM’de “Fikri Kapan’la Burada Konuşalım”ın bu haftaki konukları kadınlar oldu.Salı günleri saat 10.00’da başlayan canlı yayının ilk konuğu, ilçede kurulu Ereğli Demir ve çelik Fabrikaları’nda çalışan kadın işçi Mahmure Soydan oldu. Ardından ise Cumhuriyet Kadınları Derneği Ereğli Şube Başkanı Öznur Özkök mikrofondaydı.
2 çocuk annesi Soydan, ilk kez bu tür programa katılmanın heyecanına rağmen, cevapları ile adeta ’işte çalışan kadın’ dedirtti.Program yapımcısı Kapan’ın sorularını yanıtlayan Soydan, kadın işçi olmanın zorluğunu şöyle anlattı:“Aslında kadın işçi olmak çok güzel çok özel bir duygu. Bir kere hem anne, hem eş olma görevlerim de var. Erkek işçi ağırlıklı bir fabrikada çalışıyoruz. Basından da görüyoruz ki kadına mobbing uygulamak daha kolay. Taciz hadiselerini duyuyor, üzülüyoruz. İşten çıkarmalarda ne yazık ki önce kadınlardan başlanıyor. Türkiye’de kadın işçi olmak, sosyal haklardan mahrum ve örgütsüz çalışmakla zor şartlarda gerçekleşmekte. Fakat biz, Türk Metal Sendikası’nın bir üyesi olarak, Erdemir’de çalışmakla en şanslı kadın çalışanlarız. Bu yüzden, benim için sıkıntılardan bahsetmek pek doğru değil.”
Kapan’ın, sorusu üzerine Soydan, 18 yıldır çalıştığı Erdemir gibi ağır sanayi kuruluşunda çalışmayı şöyle özetledi:“Erdemir, dünyanın sayılı kuruluşlarından, ülkemizin de gözbebeği konumundadır. Böyle bir kuruluşta çalışmak elbette bir ayrıcalıktır. Tabi ki kadın olarak ağır sanayi kuruluşunun –hangi biriminde çalışırsanız çalışın- zorlukları vardır. Ancak, biz kadınlar, her zorluğun altından kalkmayı başardığımız gibi, böylesi onur ve gururla çalıştığımız Erdemir’de de başarıyı en üst düzeyde tutabilme gayreti ve cesaretini gösterebiliyoruz.”
EKONOMİK ÖZGÜNLÜĞÜ ELDE ETMEK ÇOK ÖNEMLİ
Kapan’ın “kadının ekonomik özgürlüğünü önemsemesine yönelik sorusuna da Soydan’dan şöyle yanıt geldi:“Ekonomik özgünlüğü elde etmek çok önemli. Bir kere kimseye bağlı yaşamıyorsun, hayatın ne getireceği belli değil. Anneniz babanız, eşiniz, hayatınızda sırtınızı yaslayabileceği kimseniz kalmayabilir. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durabilmesi kadar güzel bir şey yok. Çocuklarının istediğini alabilmek, onların geleceğine dair planlar yapabilmek, istikballerini çizmek; bunlar çok önemli şeyler. Aile bütçesine katkıda bulunabilmek, istediğin bir şeyi, istediğin zamanda söyleyebilmek, ’bunu almak, bunu yapmak istiyorum’ diyebilmek; bunlar, kadının özgürlüğünün en güzel yanları.”
TÜRK METAL SENDİKASI ÜYESİ OLMAKTAN SON DERECE MUTLUYUZ VE GURURLUYUZ
Erdemir İşçisi Mahmure Soydan, Kapan’ın, ’Kadın gözünde sendikalaşma ’ya yönelik sorusuna da, “Elbette ki, sendikaların kuruluş amacı, öncelikli olarak çalışanların haklarının daha iyi korunmasına yöneliktir. Dolayısıyla işçilerinin de, doğru tercih yaparak seçtikleri sendikalarına sahip çıkmaları gerekiyor. Belirlenen doğru hedeflerde sendikasına güç katması son derece önemlidir. Biz, Erdemir’de çalışan kadınlar olarak, sendikalı olmaktan özellikle de Türk Metal Sendikası üyesi olmaktan son derece mutluyuz ve gururluyuz” diye yanıt verdi.
TÜK METAL ÖNEMLİ BİR SENDİKA GÜCÜDÜR
Türk Metal’in işçiye yönelik çalışmalarını da yanıtlayan Kadın işçi Soydan, şöyle dedi:“Türk Metal sadece bizim, yani Erdemir çalışanlarının üye olduğu değil, ülkenin, hatta dünyanın önde gelen önemli bir sendikal gücüdür. Sayın Genel Başkanımız Pevrul Kavlak başta olmak üzere genel merkez yönetim kurulumuzu, işçi haklarında ortaya koydukları gayreti görmezden gelemeyiz. Bunu, Erdemir’de yapılan son toplu sözleşmeden de örnek olarak verebiliriz. Bu dönem, Sayın Genel Başkanımız, ’işçi ne derse o olacak’ demişti, yapılan sözleşmede de bunu açık ve net şekilde gördük. Çalışan kadınların çoğunluğunun ülkemizdeki her çalışma ortamında rahat olmadıklarını duyuyor, biliyoruz. Özellikle de diğer sendika üyesi yada sendikasız çalışan kadınların bırakın sosyal etkinliklerini, haklarını dahi alamadıkları ortada.
Biz, Erdemir çalışanları ise gerek işveren ile sendikamızın ortaklaşa düzenlediği eğitim seminerlerine, gerekse sendikamızca organize edilen bir çok etkinlikten en güzel şekilde faydalanabiliyoruz. Sadece Ereğli’de değil, sendikamızın ülke genelindeki sosyal tesislerindeki etkinliklerde yer alabiliyoruz. Ayrıca aynı tesislerden özellikle tatil dönemlerimizde daha düşük ücretlerle yararlanabiliyoruz. Tabi ki çok daha önemlisi eğitim. Sendikamız Türk Metal, çalışanların iş hayatına sağladığı eğitimin yanı sıra, çocuklarımızın da geleceğini düşünerek, maddi manevi katkısını her zaman ortaya koyuyor.”
Soydan, sendikanın kadın işçilere yönelik sosyal aktivitelerini içeren son sorusuna ise şöyle cevap verdi:
SON DERECE MUTLUYUZ
“Elbette az önce bahsettiğim birçok etkinliğin hayata geçirilmesinden son derece memnunuz. Ereğli’de zaman zaman kadınlara, zaman zaman da eşlerimizle birlikte düzenlenen geceler buna yine en güzel örneklerden biri… Burada daha da güzel olan şu; Sendikamızın kadınlar ve tüm işçiler için hayata geçirdiği etkinlikler kadar, bizden gelen fikir ve görüşlere de değer vermesidir. Örneğin, Ereğli’de biz, geçtiğimiz dönem Sayın Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, bu dönem de Şube Başkanımız Metin Ercan aracılığıyla Sayın Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a iletilmek üzere öneride bulunduğunuz hemen hemen tüm etkinlikler olur almış ve uygulanmıştır. Şunu söyleyebilirim; içeride (Erdemir’de) vardiyalı çalışan bayan arkadaşlarım da var. Aslında kendi mesai arkadaşları dahi ’yapamazsınız, uykunuz gelir, çalışamazsınız, gece vardiyasını yürütemezsiniz’ diye tepki gösterirken, Türk Metal Sendikası burada da bizim yanımızda durup, destek oldu. Şu anda 3 vardiya çalışan bayan arkadaşlarım var. Allah tüm emekçilere Türk metal’li olmayı nasip etsin.”
ÖZKÖK,BUGÜN ÜNİVERSİTE MEZUNLARI İŞSİZ KALIYOR
Programın ikinci bölümünde konuk olan Cumhuriyet Kadınları Derneği Ereğli Şube Başkanı Öznur Özkök ise ağırlıklı olarak kadın-erkek eşitliği üzerinde durdu.
Özkök, Büyük Önder Atatürk’ün dünyada ilk olmak üzere kadınlara tanıdığı seçme ve seçilme hakkına yönelik sorusu ile başlayan programda şöyle konuştu:
“Tabi ki Atatürk, 100 yıl önce öngördüğü bir Türkiye’de yaşadığımızı ben çok düşünmüyorum. O dönemde Atatürk’ün kadınlara seçme seçilme, yaşam hakkını çok fazla verdiğini düşünüyorum. Kadınlar ise bu haklarını bilmiyor çünkü okumuyoruz. Önce eğitim hakkımızı çok gazla kullanamıyoruz. Kızlarımız çok küçük yaşlarda evlendiriliyor, Yıllarca değişine bir eğitim sistemi var. Bakan değişiyor, eğitimde sistem değişiyor. Bizim okul yıllarımızda ise çok daha güzel eğitim alıyorduk. Okulu bitirdiğimizde çalışacak iş bulabiliyorduk. Bugün ise üniversite mezunları işsiz geziyor.
KADINLAR İKİNCİ SINIF VATANDAŞ OLARAK GÖRÜLÜYOR
Kadınlara verilen haklar kullandırılmıyor. Çünkü kadınlar ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyor. Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Milletvekilliğinde bile yarı yarıya olması gerekirken çok az sayıda kadın vekil bulunuyor. Şu anda biliyorsunuz ki bir de sistem değişikliği olacak. İnşallah referandumdan çıkmaz. Şu anki parlamentonun güçlendirilmesinden yanayım. Oradaki kadınların daha etkin olmasından yanayım. Bizim, her türlü ekonomik ve siyasal sistemin içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Kadınlarımız bunun dışında kaldıkça pasifize olduğumuzu düşünüyorum. Temsil gücümüz daha fazla olursa, sesimiz de daha fazla çıkacaktır. Artık, oturup beklemenin bir anlamı yok, bir şeylerin içinde olmamız lazım. Siyasi partilerin içinde olamıyorsak, sivil toplum kuruluşlarının içinde olmalıyız. Önce biz eğitileceğiz, sonra çocuklarımızı eğiteceğiz. Bu anlamda geleceği çok parlak görmüyorum.
TEMSİLİYETTE ÇOK AZIZ
Meclis’te az temsil ediliyor olmak bizi çok endişeye düşürüyor. Bakın, Türk toplumunun yarısı kadın, erkekleri doğuranlar da kadın. Buna rağmen temsiliyet’te çok azız. Çünkü kadınlar sadece ’vitrin’ olarak görülüyor. Bu nedenle, Türkiye’de kadına çok değer verilmediğini düşünmüyorum. Kadınların sadece evde iş,yemek yapan, çocuk doğuran bir varlık olarak görüldüğünü düşünüyorum.Toplum önce şunu görmesi lazım; Kadın önce insan, sonra birey, sonra anne. Ama biz hep anneliği ön sıraya taşıyoruz. Bu aslında kadınlarımızda da var, evlendiği zaman öncelikle annelik vasfına bürünüyor, kendinden çok fazla vermeye başlıyor. Zaman da toplum bunu içselleştiriyor. Kadınlar bu konuda sömürülüyor.Halbuki kadın fırsat tanındığı zaman aynı anda iki, hatta üç işi birden yapabilir. Ancak kadın’ın mesleki kariyerinde annelik duygusu hep daha ağır basıyor. Halbuki kadınlar, çocuklarını büyütürken kendileri için de bir şey yapmalılar. Kızlarımız evlenmeleri halinde dahi kesinlikle çalıştıkları işleri bırakmasınlar, hayattan soyutlanmasınlar. Çünkü kadın hem evi, hem işi aynı anda götürebilir.Kadınlara yönelik verilen hak ve özgürlükleri yeterli bulmuyorum, yeterince de faydalanamıyoruz. Öncelikle iktidarın, kadın teni üzerinden siyaseti bırakmasını istiyorum. Kadın doğurmaya, kaç çocuk yapmaya kendi karar vermeli. Kendi bedeni üzerinde önce söz hakkı olmalı. Neden benim yerine bir başkası karar versin? Neden eşim karar versin? Ereğli’de geç saatlerde kadın olarak dışarı çıkabiliyoruz ama bir çok yerde kadın tek başına çıkamaz.
İnsanlarımızı eğitelim, kadınlarımızın, çocuklarımızın zarar görmeyeceği bir Türkiye yaratalım.
KADINLAR EŞİTLİKTEN YANA, HAKLARINA SAHİP OLMAK İSTİYORLAR
Kadınların erkeklere karşı üstünlük konusunda bir talebi yok. Kadınlar eşitlikten yana, haklarına sahip olmak istiyorlar. Biz bu toplumda beraber yaşamayı bilmek istiyoruz. Dernek olarak genellikle paneller düzenleyerek haklarını anlatmaya çalışıyoruz. İmza masaları açarak, insanların daha da bilgilenmesini sağlamak istiyoruz. Bunları da elimizden geldiğinde genel merkezimize iletiyoruz, onlar da Meclis’e taşıyorlar. Çeşitli öğrenci yardımlarımız oluyor. Bunları da üye aidatlarımızla gerçekleştiriyoruz. Bizim çok büyük bütçelerimiz yok. Gerçekten fakirleşen bir toplumumuz var, bunu kabul edelim. Önce bunu çözmemiz lazım. İnsanların refah seviyesini yükseltmemiz lazım, yoksa gidişatımız gerçekten iyi değil.”
BU REFERANDUM, SEÇİM DEĞİL, GELECEKTE NASIL YÖNETİLECEĞİMİZE KARAR VERECEĞİZ
Cumhuriyet Kadınları Derneği Şube başkanı Öznur Özkök, konuşmasının son kısmında, 16 Nisan’da yapılacak referandumla ilgili “Bu referandum, seçim değil, gelecekte nasıl yönetileceğimize karar vereceğiz. O yüzden insanlarımızın iyi düşünerek, maddeleri okuyarak seçimlerini yapmalarını istiyorum” diye konuştu.
İlk Yorumu Siz Yazın!