CHP Kışla ve Köselerdeydi
16 Nisan günü gerçekleÅŸtirilecek Anayasa DeÄŸiÅŸikliÄŸi Referandumu öncesi halkı bilgilendirme çalışmalarına devam eden Cumhuriyet Halk Partisi Karadeniz EreÄŸli Ä°lçe Örgütü, 5 Nisan gününü de Kışla ve Köseler Mahallelerinde deÄŸerlendirdi. Ä°lk olarak Kışla Mahallesi’nde bir kıraathanede vatandaÅŸlarla bir araya gelen ve bu anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi paketinin sandıktan onay alması ihtimalinden sonra ülkeyi bekleyen tehlikeleri anlatan Ä°lçe BaÅŸkanı Åžerif Sertan Ocakcı, bu deÄŸiÅŸiklik paketini muhalefet partilerinin yöneticileriyle karşı karşıya gelip tartışmaktan imtina ettiÄŸi gibi halka da yeterli bilgiyi vermeyen AKP yöneticilerini eleÅŸtirirken, bilgiden yoksun biçimde sandığa gidecek olan yurttaÅŸlarının hala bu deÄŸiÅŸiklikle ilgili tereddütlerinin olduÄŸunu gördüklerini söyledi. Kışla sakinlerine ülkenin öncelikli meselelerinin çözülmesi gerekirken tek bir kiÅŸinin beklentilerinin karşılanmak istenmesine hayır denmesi gerektiÄŸini anlatan Ocakçı, toplantının ikinci bölümünde de kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi.Saat 20.00 sularında da beraberinde Eski Belediye BaÅŸkanı Halil Posbıyık ve partisinin Eski Ä°lçe Yöneticilerinden Emin Semih Özkök ve Eski Ä°l Genel Meclisi üyesi Kenan GündoÄŸdu ve ilçe yöneticileri birlikte Köseler Mahallesi’ne geçen Ocakcı, Köseler Kalkındırma DerneÄŸi ve mahalle sakinlerinin misafiri oldu. Ziyarette partinin ilçe yöneticileri Hikmet Yılmaz, Sevdekar Aras ve Yıldıray Arslan’ın yanı sıra Eski Ä°l Genel Meclis Ãœyesi Kenan GündoÄŸdu ve bazı eski ilçe örgütü yöneticileri de hazır bulundular.
Düzenlenen sohbet programında Köseler sakinlerine hitaben birer konuÅŸma yapan CHP’liler özetle ÅŸu görüşleri sundular:
SERTAN OCAKCI
"Türkiye, son yıllarda iÅŸsizlikten teröre birçok sorunla karşı karşıya. Ãœreticinin ürettiÄŸini satamadığı, esnafın siftah yapmadan kepenk kapattığı işçi ve memurlarımızın borç batağı içinde olduÄŸu günümüz Türkiye’sinde öncelikli sorunlarımız baÅŸkayken, tek bir kiÅŸinin saltanatının saÄŸlanması için böyle bir referandum getirildi karşımıza. AK Parti, CHP, MHP mücadelesi deÄŸil bu sandık. 16 Nisan Referandumunun neden yapılmak istendiÄŸini iyi anlamalıyız. Görünürde 18 madde var görünüyor ama asıl tehlike, bu 18 maddenin bazılarının içine yerleÅŸtirilen ayrıntılar. Bugün ülkede yaklaşık dört milyon Suriyeli var ve bu Suriyeliler her ay yaklaşık bin iki yüz lira maaÅŸ alıyorlar devletten. Devlet bu maaşın yanında konut ve gıda yardımında da bulunuyor. Ancak ülkemizde bir de altı milyon iÅŸsizimiz olduÄŸu gerçeÄŸi var. Evindeki çoluk çocuÄŸuna ekmek götürmek zorunda olan vatandaşımın cebinde ise para yok. Ä°ÅŸsiz vatandaşımın yolu hastaneye düştüğünde, sigortası olmadığı için saÄŸlık hizmetlerinden yeterince yararlanamıyor ama aynı hastanelerde herhangi bir Suriyeli ile ilgilenilmemesi suç sayılıyor. Bununla birlikte, bizim gençlerimiz üniversite sınavlarına hazırlanıp bir kısmı bu sınavlarda balarılı olamadıkları için herhangi bir üniversiteye giremezken, Suriyeliler sınavsız üniversiteye girebiliyor. Ãœlkemiz zaten ekonomik olarak batmış vaziyette, yetmediÄŸi gibi Suriyeliler yüzünden ekonomimize ayrı bir külfet getirdik. Artık şöyle düşünmeye baÅŸladık Onlar mı Türkiye vatandaşı yoksa biz mi Suriyeliyiz? Altı milyon iÅŸsizine bakamayan bu ülke, dört milyon Suriyeliye bakıyor. Bu Suriyeliler yarın bir gün kendi belediye baÅŸkanlarını da kendi milletvekillerini de çıkaracak duruma gelecektir.
Bütün bunların yanı sıra bu ülkede bir de terör belası var. Eskiden şehit haberleri geldiğinde televizyon ekranları kararırdı ama bugün şehit haberleri altyazı olarak paylaşılıyor. Ekonomide dolar almış başını gidiyor. Köylerimizde göç devam ediyor. AK Parti döneminde hiçbir yeni işletme açıldı mı, bir bakın geçmişe. Yol var, köprü var, o var-bu var ama istihdama yönelik hiçbir yatırım yok. Birçok köyde mezar kazdıracak genç bulamıyoruz ama anayasa değişikliği adı altında bir kişiyi tek adam ilan etmeyi düşünüyoruz."
HALÄ°L POSBIYIK
"2010 Referandumu öncesinde de vatandaÅŸlarımı ısrarla uyarmıştım. Bu referandumda sandıktan evet çıkarsa bu ülke polis devleti ile yönetilmeye baÅŸlayacak, demiÅŸtim. Bugün haklı çıktığımı görüyorum. Bugün de çocuklarımızın geleceklerinin, istikballerinin karanlığa doÄŸru gittiÄŸini gördüğüm için vatandaÅŸlarımızı ziyaret ederek karşı karşıya olduÄŸumuz tehlikeyi anlatmaya çalışıyorum. Bu tehlikeden hepimizin korunması gerekir. Bir yeri, bir toplumu yönetirken, yönetenin yanına bir danışma kurulu koyarız ki, o tek kiÅŸi de insan olarak bazı hatalar yapabilir. Bu sebeple de mümkün mertebede fikirlerin ortak paydada birleÅŸmesi gerekir. Tek adam yaratma noktası ise hakikaten ülkemiz için çok kötüdür. Bugünkü cumhurbaÅŸkanımız on beÅŸ yıldır başımızda. Kendisiyle hiçbir problemimiz yok. Sayın BaÅŸbakanla ve siyasi partilerle de hiçbir problemimiz yok. Bütün bunların temel amacı, ülkemizi muassır medeniyetler seviyesine yükseltmek ve bunun için çalışmak. Ancak bu çalışmaları yaparken izledikleri yollar farklı. Biz de hangi yolu benimsiyorsak o siyasetçinin ya da o siyasi partinin yolundan gidiyoruz.Hepsinin amacı Türkiye Cumhuriyeti’ni en iyi noktaya götürmek. Ama ülke meselesi söz konusu olduÄŸu zaman hepimiz doÄŸruları yapmak zorundayız. 16 Nisan’da siyasi partileri ya da siyasetçileri deÄŸil ülkenin kaderini oylayacağız. Bu referandumda da yanlış oy kullanırsak hakikaten ülkenin geleceÄŸini karanlığa doÄŸru götürürüz. Büyük sıkıntılar içine gireriz. Türkiye’nin başında zaten yeterince sıkıntı var. Sizden istirham ediyorum; çok iyi düşünün."
EMİN SEMİH ÖZKÖK
"Bu anayasa değişikliği paketinde göz boyayan, hiçbirimizin hayır diyemeyeceği maddeler var. Mesela, yargı bağımsız ve tarafsız olmalı diyor bir madde. Tıpkı, bir insanın imam olması için müslüman olması gerekir, der gibi. O insan Müslüman değilse imam olamaz ki zaten. Bu da böyle bir durum. Yargı bağımsız ve tarafsız olmadıkça o yargı, gerçek bir yargı olur mu hiç?
İlk Yorumu Siz Yazın!