ÇANAKKALE DESTANI’NA ADANMIŞ BİR ÖMÜR

Gündem 9 yıl 8 ay 7 gün 9 saat 1 dakika önce 2680

Ereğlide "dünyanın en yaşlı gazisi" unvanını taşıdığı 1994’te, 110 yaşındayken vefat eden Hüseyin Kaçmaz’ın oğlu Turgut Kaçmaz, il il dolaşarak açtığı sergiler ve verdiği konferanslarla Çanakkale’de kazanılan şanlı zaferin yeni nesil tarafından daha iyi anlaşılması için 25 yıldır çaba harcıyor.

1912’de Balkan, 1915’te Çanakkale ve 1922’de Kurtuluş Savaşı’na katılarak Conkbayırı’nda gazi olan, Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde gösterdiği kahramanlıkla İstiklal Madalyası’na layık görülen Kaçmaz’ın 80 yaşındaki oğlu, Çanakkale Zaferi’nin 100. yılını gurur ve babasına duyduğu özlemle karşılıyor.

Babaannesinin "Düşmanın karşısında korkma. Beni ya şehit ya gazi anası yap oğul" diyerek vatani görevine uğurladığı babasının 10 yılı aşkın süre cephelerde geçen ömrünün hikayesiyle büyüyen Kaçmaz, il il dolaşarak Türk askerinin kahramanlık destanını anlatıyor.

Kaçmaz, 1991’de başladığı "Çanakkale" konulu sergilerini, vefat eden gazinin savaş yıllarından sakladığı çeşitli eşya ile fotoğraf ve resimleri de ekleyerek ülke genelinde açmaya devam ediyor.

Gazi babasından dinlediği anıları konferanslarda anlatan oğlu, araştırma derneklerinden ve üniversitelerden temin ettiği belgelerin yanı sıra Çanakkale’de havada çarpışan mermi çekirdekleri, askerlerin mataraları ve Anzakların yakınlarına yazdığı mektuplara da sergilerinde yer veriyor.

Conkbayırı’nda omzuna saplanan süngüyle yaralanmasının ardından hastanede kendisini ziyaret eden annesinin yüzüne "Seni şehit anası yapamadım" diyerek bakamayan baba Hüseyin Kaçmaz’ın hatıralarıyla dolu sergileri, açıldığı her kentte binlerce kişi geziyor.

- "Üniforması ve çarıklarıyla babasına gitti"

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarından emekli Kaçmaz, babasının Ereğli’deki mezarını Çanakkale Zaferi’nin 100. yılında savaştan kalan üniformasını giyerek ziyaret etti.

Ziyarette babası için dua eden ve duygusal anlar yaşayan Kaçmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının 1884’te Kestaneci köyünde dünyaya geldiğini, askerlik pusulası geldiğinde dedesinin 50 altın bedelle oğlunu askere göndermek istemediğini anlattı.

Babaannesinin ise buna karşı çıkarak, "Beşiğini sallayıp, ninni söylerken beni ya şehit ya gazi anası yapacak" diye büyüttüğünü söylediğini belirten Kaçmaz, "Babam askere gider, Balkan Harbi’ne katılır, boynu bükük köye gelir. Çanakkale Savaşı başladığında köydeki arkadaşlarıyla gönüllü cepheye gider. Babaannem, ’Oğul, vatan, millet, din için harbe gidiyorsun. Unutma ki Balkanlar’da alnımıza sürülen kara lekeyi silmeden dönersen ak sütüm sana haram olsun, savaşta yaralanır, sakat kalırsan sana ömür boyu bakarım’ diyerek onu uğurlar" ifadesini kullandı.

Kaçmaz, babasının Conkbayırı’nda yaralanarak gazi olduğunu, Dumlupınar Meydan Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıkla da İstiklal Madalyası aldığını dile getirerek "Babamın Çanakkale 57. Alay Şehitliği’nde heykeli var. Ondan dinlediğim kahramanlık öyküsü ise benim için en büyük miras. Türkiye’nin her tarafında Çanakkale, Atatürk ve babamla ilgili konferanslar veriyor, sergiler açıyorum" diye konuştu.

- "Anzak töreninde 107 yaşında bastonsuz yürüdü"

Londra’da 1991’de Anzak törenlerine katılan ilk Türk gazisinin babası olduğunu belirten Kaçmaz, şöyle konuştu:

"Babam, Çanakkale’de çarpıştığı İngiliz, Avustralya ve Yeni Zelandalı gazilerle tanıştı. Tören geçişinde diğer gaziler gibi tekerlekli sandalyeye binmeyi kabul etmeyip, ’ben Atatürk askeriyim, yürürüm’ diyerek, 50 metrelik mesafeyi 107 yaşında yürüyüp geçti. Baba, ’Ne oldu sana?’ dediğimde ise bana ’Oğul, Çanakkale’de şehit olan arkadaşlarım gözüme geldi ve yürüdüm’ dedi. O anı hayatım boyunca unutamıyorum.”

Kaçmaz, Çanakkale’deki kahramanlık ruhunu yansıtan sergileriyle genç nesle Türk askerinin destanını anlatmayı sürdüreceğini vurgulayarak, Anzak askerlerinin oğullarıyla belgeselde bir araya gelecekleri projenin çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.

Babasının Çanakkale’de 1994’te çıkan orman yangınlarına çok üzülerek maaşının yarısını buranın yeniden ağaçlandırılması için bağışladığını hatırlatan Kaçmaz, gazinin bir süre sonra da fenalaşarak 1994’te yaşamını yitirdiğini sözlerine ekledi.