ARZU TEKİN 'İN YENİ KÖŞE YAZISI !.
Bol yağmurlu, serin, güneşin kendini göstermek de epeyce nazlandığı, bereketli bir Haziran ayı geçirdik.
Yağmur berekettir, rahmettir, yeryüzüne şifadır. Yağmur, sonrası kendini gösteren güneş gökkuşağını da beraberinde getirir.
Mevsim normallerinde seyreden hava durumu bu kez de off çok sıcak, hiç esmiyor diye şikâyetçi olduğumuz rutin bir hale bürünecek. Sıcaktan şikâyet, soğuktan şikâyet hep bir memnuniyetsizlik.
Yaşadığımız dünyaya güzellik katan ne varsa tabiatın kendisi değil midir?
Biraz günün stresinden uzaklaşmak ya da günün yorgunluğunu üzerimizden atmak için, nasıl da iyi gelir mis gibi iyot kokan deniz havası. Yaşadığımız yer de deniz yoksa şayet yeşil nasıl da dinlendirir ruhu.
Arındırır tüm negatif enerjilerden bizi.
En ucuz spordur der uzmanlar hep. Hatta bedava. Çıkın yürüyün kendinizle baş başa kalın. Ya da sessizliği dinleyin fırsat buldukça.
Son zamanlar da yeterince sessizliği dinledik yetti diyenler olacaktır eminim. Hani karantina, kapanma. iş, market, ev üçgeninde gezmece misali.
Tam kapandık, kontrollü açıldık. Tam açılacağız derken adaptasyon süreci biraz daha devam edecek gibi gözüküyor. Bugünler de en çok duyduğum ortak düşüncelerden bir tanesi.
Şaka gibi olsa da; Nasıl alışmışız rutin hayata evden bir kaç saatliğine çıksam eve gitmek istiyorum. Hatta evi özlüyorum. Ya da tam tersi mümkünse eve hemen dönmeyelim.
Yeni jenerasyonun deyimiyle “Kafamda Kentsel Dönüşümler “.
Ya da hepimizin anlayacağı türden; Eski komedi Türk filmleri misali..”
HIZIR İDİ YUNUS İDİ..YUNUS İDİ HIZIR İDİ”..
Şimdiyse gözler 1 Temmuz da.
Kısıtlamalar biter maskeler birer birer iner..(Şimdiden çene altına indi ve kolumuza aksesuar oldu bile.) Düğünler de halaylar çekilir, hele bir de önümüz bayram derken…
Amann!.
İpin ucunu bu kez sımsıkı tutarak inşallah eylül ayına güzel haberlerle sağlıcakla hep birlikte ilerleriz.
Spontene kararlar trend oldu yine son zamanlar da hayatımızda. Planlı programlı yaşamak kaçınılmaz bir hayat kuralı elbette. Ama bu günlerde çok fazla plan program yapmak yerine hadi hayırlısı inşallah diyerek daha çok eyleme dönüştürdüğümüz düşünceler dâhilinde ilerliyoruz.
Buna yıl boyunca biraz değişiklik maksatlı bütçemiz dâhilinde yapmak istediğimiz mütevazı tatil programları da eklenirse hadi hayırlısı inşallah diyelim o zaman.
İyi güzel de nasıl olacak o iş dediğinizi duyar gibiyim. Tam normalleşmeye başlarken bu kez de ekonomik olarak anormalleşmeye başladık düşünceleri çoğu insan da beraberinde kaygıyı getirdi.
Özellikle kapanma sürecinde zorunlu kepenk indiren esnaf ve diğer sektörler. İnşallah bu kez iyi olur.
Her şeyin beklediğimizden çok daha iyi olmasını gönülden temenni ediyorum..
Mücadelemizin sonuçlarını hep birlikte alacağımıza inanıyorum. Unutmayalım ki en büyük zenginliğimiz sağlığımız.
O zaman;
İyi gelmez mi hiç deniz havası, bi göz oda bulur sokarız başımızı, açarız radyoyu, yol nereye biz oraya”
Güçlü sesi ve muhteşem yorumuyla; Sıla ‘nın Kafa isimli bu keyifli şarkısı hepimiz için gelsin o halde..
Geçtiğimiz günlerde dijital bir film platformunda izlediğim muhteşem bir dizi,Yeşilçam.
Başrollerini Çağatay Ulusoy, Selin Şekerci, Afra Saraçoğlu, Altan Erkekli,Güngör Bayrak, Yetkin Dikinciler gibi usta oyuncuların üstlendiği 1960 lar da Türkiye’de altın çağını yaşamaya başlayan ve Yeşilçam ‘ın ayakta kalmaya çalışan bir prodüktörünün hikayesinin anlatıldığı bir hikaye.Özellikle nostalji ve Yeşilçam filmi tutkunlarına kesinlikle tavsiye ederim..
Kitapseverler ;
Özellikle roman okumayı tercih edenler için Zülfü Livaneli ‘nin Serenad isimli romanını keyifle okuyacağınızı düşünüyorum.
YKS sınavına girecek olan tüm öğrencilere başarılar diliyorum. Umarım her şey gönlünüzce olur..
Sağlık peşimizi bırakmasın inşallah.
İlk Yorumu Siz Yazın!