Gündem 7 yıl 3 ay 24 gün 9 saat 8 dakika önce 654
Erdem, şube binasında düzenlenen toplantıda ADD Genel Merkezi’nce hazırlanan basın bildirisini okuduğu açıklamada, Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun kurduğu Cumhuriyet kazanımlarına saldırılarda bulunulduğunu söyledi. Son çıkan kanun tasarısı ile müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesinin Laik sisteme aykırı olduğunu ifade eden Erdem, şunları kaydetti:
“Anayasa’nın değişmez, değişmesi teklif dahi edilemez maddesi açıkça ihlal edilmiş olmaktadır”
“Bugün, yine Atatürk Cumhuriyeti’nin kazanımlarını, ilke ve devrimlerini yok etmeye kararlı zihniyetin yeni bir saldırısıyla karşı karşıyayız. Daha dün ’birinci derece tarihi sit alanı’ olarak ilan edilip ulusumuza emanet edilmiş olan Ata’mızın kabrine hayasızca el atmaya kalkışıp alanı gizlice imara açmak isteyenler, bugün il ve ilçe müftülerine nikah kıyma yetkisi veren bir yasa hükmünü yine gizlice Meclis’e gönderebilmişlerdir. Cumhuriyetin değerlerini yok etmeye çalışanlara karşı mücadelemiz sürecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile il ve ilçe müftülerinin evlendirme memurları arasına eklenmesi ve kendilerine evlendirme yetkisi verilmesi söz konusudur. Amaç, müftülükler tarafından kıyılacak nikahın da resmileştirilmesi ve giderek belediye nikahının yerini alacak olmasıyla ilgilidir.
Bu düzenleme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik yapısına aykırıdır. Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti, "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlanmıştır. Söz konusu düzenlemenin yasalaşması halinde, Anayasa’nın değişmez, değişmesi teklif dahi edilemez maddesi açıkça ihlal edilmiş olmaktadır. Dini nikâhı resmileştiren bu düzenleme, Anayasamızın 174/4. maddesiyle koruma altına alınmış olan İnkılap Kanunlarına dolayısı ile Anayasanın özüne de aykırıdır.
“Hukuken kabul edilemeyecek bir hukuki durumdur”
Laik bir hukuk devletinde herhangi bir dinin kuralları, hiçbir zaman sosyal yaşam biçimine yön veremez. Laik bir toplumda, toplum yaşamını belirleyecek kurallar din kaynaklı olamaz. Diğer bir anlatımla, beşeri kurallar, beşeri kaynaklı olmak zorundadır, dinsel kaynaklı olamazlar.
Hükümet tasarıya gerekçe olarak; ’vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak amacıyla il ve ilçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu yetkisi verilmektedir’ denilmesi de fiilen ve hukuken kabul edilemeyecek bir hukuki durumdur.
Zira, bütün il ve ilçelerde belediyelerin evlendirme işlemlerini gerçekleştirmeye yetkili memurlarının mevcut olduğu, köylerde de bu yetkinin muhtarlara ait olduğu bir gerçektir. Ayrıca da bu güne kadar evlenme işlemleri ile ilgili olarak toplumda bir sıkıntı olduğuna ilişkin bir tablo da bulunmamaktadır. Ülkenin böyle bir sorunu bulunmamaktadır.
Müftülerin görev ve yetkileri yasa ile düzenlenmiştir. Müftüler, İslam Dili’ne ilişkin olarak din işlerine bakan, fetvaları insanlara bildirmekle görevli memurlarıdır. İslam dini görevlisi olan müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi, laiklik ilkesi ile asla bağdaşmaz. Müftülük nikâhını resmileştirmek laik düzeni doğrudan tehdit etmektir.
Yineleyelim; Bu tasarı ile amaç, devlet idaresine din kurallarını dahil etme çabası ve din ile devlet işlerini iç içe sokma niyetidir. Yani hedef Cumhuriyetin temel ilkesi olan Laiklik ilkesidir. Yapılmak istenen; belediye memurları ve muhtarlara ait olan resmi nikâh kıyma yetkisinin müftülere de verilmesi suretiyle dini nikaha resmi nitelik kazandırmaktır. Ayrıca önemle vurgulanması gereken bir nokta da, evlenmenin yapıldığına dair bildirme yükümlülüğü de ortadan kalkacağı için kutsal aile kavramı da yok edilmektedir; Bu durum ise, Hukuki ve idari sorunların doğmasına yol açacak ve toplumun temeli olan aile ve evlilik müessesesi Türk Medeni Kanunu’nun sağladığı güvencelerden uzaklaşacak, şer’i hukuka teslim olacaktır Ayrıca bu tasarı, Kadınlarımızın Cumhuriyet Yasaları ile edinmiş olduğu erkeklerle eşit hakların da, bir dizi uygulama ile ellerinden alınacağının göstergesidir.
“Anayasa’ya açık aykırı bu taslak Meclis’te yasalaşmadan derhal geri çekilmelidir”
Günümüz Türkiye’sinde kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi gibi, TCK’da suç sayılan bir büyük toplumsal problem ile karşı karşıya olduğumuz halde, bu problemin dayanağı olan yasaların suç saydığı bir eylem, ’din kurallarına dayalı evlilik birliği’ resmileştirilerek, bu ve bunun gibi sorunlara yasal kılıf uydurulması esef vericidir. Resmi nikâh ile dini nikahın yarıştırılacağı bir ortam yaratılacağı da açıktır. Laik Devlet ve toplum düzenini tahrip etmeye yönelik, Anayasa’ya açık aykırı bu taslak Meclis’te yasalaşmadan derhal geri çekilmelidir.
Meclis’teki muhalefet partilerini, taslağın genel kurula gelmemesi için birlikte mücadeleye ve tüm Cumhuriyete inanmış yurtsever kişi ve kuruluşları birlikte kamuoyunu bilgilendirmeye ve mücadeleye davet ediyoruz. 2019, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm devrimci yapısıyla yeniden kazanacağı yıl olmalıdır.