Kdz EreÄŸli Haber - Eregli FM Gazetesi

2.VE SON GÜN!.

2.VE SON GÃœN!.

Dün baÅŸlayan ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Stiftung ile ortaklaÅŸa düzenlediÄŸi Yerel Medya Projesi çerçevesinde hayata geçirilen eÄŸitim seminerlerinin 77.’si Zonguldak’ta devam ediyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklaÅŸa düzenlediÄŸi 77. Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi EÄŸitim Semineri; Zonguldak, Bartın, Düzce ve Bolu ile çevre il ile ilçelerden çok sayıda gazetecinin katılımıyla gerçekleÅŸtirildi. Dedeman Otel’de düzenlenen seminere; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) BaÅŸkanı Turgay Olcayto, Önceki BaÅŸkan Orhan Erinç, Genel Sekreter Sibel GüneÅŸ, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver,  Genel Sekreter Yardımcıları Niyazi Dalyancı ve Ahmet Özdemir,  Yönetim Kurulu üyeleri Ä°hsan Yılmaz ve Göksel Göksu, Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük, Konrad Adenauer Stiftung (KAS)  Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop’un da aralarında bulunduÄŸu çok sayıda gazeteci katıldı.  

ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER ANILDI

Tören, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaÅŸları, basın emekçileri ve basın ÅŸehitleri için bir dakikalık saygı duruÅŸuyla baÅŸladı. SunuculuÄŸunu TGC Genel Sekreteri Sibel GüneÅŸ’in üstlendiÄŸi seminerin açılış konuÅŸmalarını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) BaÅŸkanı Turgay Olcayto, Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Colin Dürkop,  Zonguldak Belediye BaÅŸkanı Muharrem Akdemir yaptı. 

 BAÅžKAN OLCAYTO:  MUHBÄ°RLER TOPLUMUN BOZULMASINA YOL AÇIYOR

 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) BaÅŸkanı Turgay Olcayto, konuÅŸmasında ÅŸunları söyledi: “Türkiye’de, hem sosyal açıdan hem de göçlerin getirdiÄŸi sıkıntılar dolayısıyla zor koÅŸullar yaÅŸanıyor. Nereye baksanız; ölümler, yaralanmalar, göç eden insanların periÅŸan hallerini görüyorsunuz. Son günlerde sosyal medyada bir çocuÄŸun fotoÄŸrafı var. FotoÄŸrafın yayınlanmasının etik olup olmadığı soruluyor. Yayınlanmaması gerekiyor; ama o fotoÄŸraf söylenebilecek pek çok ÅŸeyi söylüyor. O nedenle yayınlanmasını normal görmek gerekiyor. Gazetecilik neredeyse 8-10 yıldır büyük bir baskı altında. Hem sansür, hem oto sansür, onun dışında düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller  gazeteciliÄŸin yapılmasını güçleÅŸtiren faktörler. Bu faktörlere eklenecek baÅŸka ÅŸeyler de var. Bizden kaynaklanan ÅŸeyler de var. Bir kere biz birlikteliÄŸimizi kaybettik. Karşı kamplara bölündük. Gazeteciler birbirine artık selam bile vermiyor. Eskiden böyle deÄŸildi. Farklı görüşe sahip gazetede çalışan gazeteciler, gazeteden çıktıktan sonra beraber oturur, konuÅŸurlardı. Türkiye’de muhbirlik yaygın bir ÅŸekilde ortamda. Muhbirler, toplumun bozulmasına yol açıyor.  

YEREL BASININ GÜÇLENMESİ TOPLUMUN GELİŞMESİ DEMEKTİR

 TGC’nin KAS ile birlikte yürüttüğü Yerel Medya Seminerleri’nin 77.’sini Zonguldak’ta yapıyoruz. Yüksekova’dan Çanakkale’ye kadar uzanan hatta seminerler yaptık. Bugüne kadar yaptığımız seminerlerin hepsi çok baÅŸarılı geçti. Biz eskiden bu tür seminerleri yaptığımızda gelen soruların çoÄŸu Basın Ä°lan Kurumu’nun ilan verip vermeyeceÄŸiyle ilgiliydi. Seminerlerde gazete sahipleri çalışanlardan daha fazlaydı. Bu tablo deÄŸiÅŸti. Åžimdi yaygın basında görmediÄŸimiz daha ciddi sorular geliyor. Haber portallarında izlediÄŸimiz zaman bu iÅŸi ne kadar iyi götürdüklerini görüyoruz. Yerel basının bu geliÅŸmesini sevinçle karşılıyoruz. Bu toplumun da geliÅŸmesi demektir. Yerel basını bölmeye çalışan pek çok mecra var. O da kendi içimizden kaynaklanan büyük bir üzüntümüz. Yerel basın bölünmemeli.”  

DÃœRKOP:  YEREL GAZETECÄ°LÄ°K DEMOKRASÄ°NÄ°N GÜÇLENMESÄ° İÇİN BÄ°R ARAÇTIR

Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Colin Dürkop,  konuÅŸmasına son zamanlarda canlarını vatan uÄŸruna kaybedenlerin ailelerine ve halkımıza baÅŸ saÄŸlığı dileyerek baÅŸladı.   Dürkop, konuÅŸmasına şöyle devam etti:   “Gazetecilik; bir gazete veya derginin hazırlanma ve çıkarılmasında görev alan kiÅŸiler tarafından haber ve bilgi kaynağına çabuk ulaÅŸmak ve kaynaklardan edindiÄŸi bilgi ve haberleri okuyucuya sunma olarak tanımlanır. Bu süreçte neler yaÅŸanır? Biz okurlar bunu bilmeyiz. Sadece haberi okuyup geçeriz. Oysa mürekkep kokuları içinde, baskı makinelerinin çıkardığı sesler arasında ki koÅŸuÅŸturma ve en iyiyi yapabilmek için gecesini gündüze katan kiÅŸilerin emekleri yadsınamaz bir gerçektir.  Gazeteci olmak özveri ve tecrübe gerektirir.  Etrafımıza şöyle bir baktığımızda ulusal gazetelerin arasında yerel gazetelere gerektiÄŸi önemin verilmediÄŸini görüyoruz. Oysa tüm dünyada yerel gazetelerin sahip olduÄŸu önem her zaman gözler önüne serilmelidir.  Artık dünyada iletiÅŸim sadece gazetelerle saÄŸlanmamaktadır. Televizyon ve internet hemen hemen her tarafa ulaÅŸmış bulunmaktadır. Yerel gazeteler bunlarla da rekabet edebilmeli, çağın gereksinimlerine ayak uydurmalıdır.  Bunun için neler yapabilirler;  araÅŸtırmacı olmalılar doÄŸru bilgileri doÄŸru zamanda iletebilmeliler. Okuyucularının nelere önem verdiÄŸini veya verebileceÄŸini düşünerek hareket etmeliler. Halkın sorunlarını dinlemeli, onların endiÅŸelerini dile getirebilmeliler.”  

SİBEL GÜNEŞ: GAZETECİ ŞİDDETİ HAKLI GÖSTEREMEZ

TGC Genel Sekreteri Sibel GüneÅŸ “Gazetecilikte Dayanışma” baÅŸlıklı konuÅŸmasında ÅŸunları dile getirdi: Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, gazetecilerin yol haritasıdır. Bildirgede, “Gazeteci; baÅŸta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel deÄŸerlerini, çok sesliliÄŸi, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. Ä°nsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluÄŸun ve bireylerin kültürel deÄŸerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doÄŸrudan saldırı konusu yapamaz. Gazeteci; her türden ÅŸiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz” deniliyor.

   MESLEK ÖRGÃœTLERÄ° YAN YANA DURMAYI BAÅžARDI

 Gazetecilik mesleÄŸi son 10 yıldır ağır bir baskı altında. Yerel medyadan yaygın medyaya yönelik yoÄŸun bir baskı söz konusu. Sadece bizim gazetecilik meslek örgütlerinin deÄŸil tüm uluslararası meslek örgütlerinin de bunu doÄŸrulayan bilgi paylaşımları var. 2010 yılında Türkiye’de basın özgürlüğü sorunu olduÄŸunu kimse yüksek sesle söylemezdi. 2010 yılında 94 meslek örgütü bir araya gelerek Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) kuruldu. Türkiye’de hukukun izin verdiÄŸi koÅŸullarda büyük bir dayanışma göstererek; gazetecilik meslek örgütleri yan yana durmayı baÅŸardı. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü sorunu olduÄŸunu gündeme taşımayı el birliÄŸiyle baÅŸardık. O dönemde ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) ’Basın Özgürlüğünün Risk Altında OlduÄŸu Ãœlkeler Raporu’nda, Türkiye ilk on ülke içinde yer aldı. Amerikan düşünce kuruluÅŸu Freedom House, basın özgürlüğünün gerilediÄŸini açıkladı. Paris merkezli Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 2015 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 149’uncu sırada olduÄŸunu ve basın özgürlüğü konusunda da hiçbir geliÅŸme görülmediÄŸ vurgulandı. 2010-2015 yılları arasında Türkiye’de 300’e yakın gazeteci cezaevine girip çıktı. Sadece 17-25 Aralık sürecinde;  70 gazeteci haklarında açılan 120 dava ile yargılanır durumdaydı. Hakkında dava açılan bu gazetecilerin tutuklanma olasılığı halen çok yüksek.   Tek tip gazetecilik anlayışını iktidarın tercih ettiÄŸini görüyoruz. Basın toplantıları dönemi bitti. Yerel yöneticiler, soru sorulabilecek basın toplantısı yapmayı tercih etmiyor. Gazetecilerin soru sorması ortadan kaldırılır durumda. Gazetecilik ’terorizm’, gazeteci ’terörist’ olarak damgalanarak mesleÄŸimiz itibarsızlaÅŸtırılıyor. Gazetecilere fiziksel ve sözlü saldırılar sürmeye devam ediyor. Gezi Olayları da dahil toplumsal olaylarda gazeteciler darp ediliyor. MüthiÅŸ bir cezasızlık tavrı devam ediyor. Güvenlik güçleri bu konudaki ilgisizliklerini ısrarla sürdürüyorlar.    

BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MESLEĞİMİZİN ALTIN KOŞULUDUR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak her zaman gazetecilerin yanındayız. Avukatımız Gökhan Küçük, gazetecilere ücretsiz hukuk desteÄŸi veriyor. Tüm davaları izliyor. Haksızlıkları görünür kılıyor. Basın raporları hazırlıyoruz, internet gazeteciliÄŸiyle ilgili rapor çalışmalarımız sürüyor. Son olarak, örgütlenme ÅŸart. Bizi iktidar ya da muhalefet kurtarmayacak. Biz iç dayanışma ile sorunlarımızı çözmeye çalışacağız. Derneklerin aralarındaki çatışmaları çözerek, parça böl yönet’e aracılık etmeden yan yana durarak ortak mücadele etmemiz lazım. Basın ve ifade özgürlüğü bu mesleÄŸi yapabilmemizin altın koÅŸulu. Siyasi görüş ayrılıkları yerine basın ve ifade özgürlüğü noktasında birleÅŸmeliyiz. MesleÄŸin geleceÄŸi için yan yana olmalıyız.”

  NÄ°YAZÄ° DALYANCI: HABERDE BÄ°LMEDİĞİNÄ°Z SÖZCÜĞÜ KULLANMAYIN

TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı “Haber Yazım Teknikleri” konusunu örneklerle anlattı. Niyazi Dalyancı konuÅŸmasında ÅŸu noktalara dikkat çekti: “Demokratik sistemde ülkeleri yöneten yasama, yürütme, yargı erklerinin iÅŸlerini doÄŸru dürüst yapıp yapmadıklarını izleyecek olan dördüncü kuvvet basındır.  Bunda amaç, halkın doÄŸru seçim yapabilmesi için kendisini yönetenler hakkında doÄŸru bilgi edinmesidir. Medya, gerçeklerle halkın arasında köprü kurar. Haber, kimi kiÅŸilerin yayımlanmasını istemedikleri bir ÅŸeydir. Gerisi reklamdır. Her okuduÄŸumuz habere böyle bakarsak daha iyi deÄŸerlendirebiliriz. Haber yazarken de bazı altın kuralları unutmamak gerekiyor. ÖrneÄŸin, habere alıntıyla baÅŸlamayın. Haberin özüne giriÅŸ paragrafında yer verin. Yorum katmayın. Cümlelerin edilgen deÄŸil etken çatılı olmasına dikkat edin. Haberi de soruyu da sözcüklere boÄŸmayın. KliÅŸe sözlerden kaçının. Basın toplantılarında ve röportajlarda soru sorarken; konuya hakim olun. Soru basit ve tek konuya odaklı olsun. Çanak soruların okuru ve izleyiciyi aydınlatmakta yararı yok. Muhabir kendi görüşünü kendine saklamalı. Bir cümledeki bilgilerin, baÅŸka cümlelerdekilerle çeliÅŸmemesine dikkat etmek gerekir.” 

 GÖKSEL GÖKSU: TOPLUMSAL CÄ°NSÄ°YET EŞİTLİĞİNE DUYARLI HABERCÄ°LÄ°K YAYGINLAÅžMALI

TGC Yönetim Kurulu Ãœyesi ve Kadın Komisyonu Koordinatörü Göksel Göksu  “Medyada Cinsiyetçi Dil”  baÅŸlıklı sunumunda ÅŸunları söyledi: “Türkiye’de gazetecilik açısından zor bir süreçten geçiyoruz. Basın dünyası ortadan ikiye bölünmüş durumda. Ortada duran reel gerçeklik, hangi taraftan bakılıyorsa o kalıbın içine sokuluyor. Haberin aktörleri buna göre deÄŸiÅŸiyor.  BulunduÄŸumuz yerden aynı olguya bakıyoruz. Aynı olguyu farklı ÅŸekillerde deÄŸerlendirdiÄŸimiz günlerden geçiyoruz. Bu olguya bir de sosyal medya eklenmiÅŸ durumda. Masa başı haberciliÄŸini geride bıraktık. Gazete okuyan bir kuÅŸakken televizyon haberciliÄŸine geçtik. Ana haber bültenini beklerken zamanla haber kanalları kuruldu. Her saat haber vermeye baÅŸladılar. Åžimdi haber kanalları da geride kaldı. Sosyal medya çağındayız. Çok hızlı bilgi akışı var ama aynı ÅŸekilde son derecede bilgi kirliliÄŸinin olduÄŸu bir süreçten geçiyoruz. Haber trafiÄŸinin yaÅŸandığı süreçte, medyada eril dili deÄŸiÅŸtirelim istiyoruz. Son dönemde; kadın cinayetleri ve kadına yönelik ÅŸiddet ile ilgili gazetelere yansıyan verilere baktığımız zaman ciddi bir artış olduÄŸunu görüyoruz. Onunla nasıl baÅŸ edileceÄŸini maalesef net bir ÅŸekilde veremiyoruz. Gazetecileri, sokaktaki insandan ayıran bir ÅŸey olmalı. . Mesajı düşen olayın kendisi deÄŸil biziz. Bizler onun toplumla olan bağını kuruyoruz. Haberi nasıl verdiÄŸimiz önemli. Åžiddeti normalleÅŸtirmemeliyiz. Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸine duyarlı haberciliÄŸin yaygınlaÅŸması gerekiyor. Pornografinin dilini ödünç almaktan, ÅŸiddete estetik boyut katmaktan vazgeçilmeli. TGC çatısı altında kurulan Kadın Komisyonu bu konuda çalışıyor, sizin de desteklerinizi bekliyoruz.”   

Ä°HSAN YILMAZ: MUHABÄ°R OLAYI OLDUÄžU GÄ°BÄ° AKTARMALI

TGC Yönetim Kurulu Ãœyesi ve A Haber Åžef Editörü Ä°hsan Yılmaz “Televizyon HaberciliÄŸi” konulu konuÅŸmasında ÅŸu noktalara deÄŸindi:   “Türkiye’de çok sayıda televizyon kanalı var. Görüntülü haberde yerel muhabirlere çok ihtiyaç var. Ancak yerel muhabirlerin pek çok eksiÄŸi var. ÖrneÄŸin yerel muhabirlerin, dil konusunda ciddi eksikleri var. VTR, DSF, ses, canlı yayın, bant kayıt vs. gibi basit teknik kavramları bilmiyorlar. Çalıştıkları kuruma ve iÅŸleyiÅŸe yabancılar.  Yerel basın çalışanları, görüntülü haber konusunda kendisini yetiÅŸtirmelidir. Peki muhabir nelere dikkat etmeli?  Muhabir, kıyafeti baÅŸta olmak üzere görünümüne özen göstermeli. Televizyon haberinde görüntü en az haberin kendisi kadar önemlidir. TV muhabiri dış tepkilere karşı hazırlıklı olmalı ve olasılıkları önceden hesaplamalı. Canlı yayına iyi hazırlanmalı, ezber yerine belli hatırlatıcı kelimeleri not alarak, yayınını sakin anlaşılır bir dille yapmalı. Dikkat çekici hareket ve mimiklerden kaçınmalı. Televizyon haberciliÄŸinde hız önemlidir. Haber ve görüntü en kısa sürede merkeze ulaÅŸtırılmalı. Özellikle toplumsal olaylarda baskı altında sakin kalabilmeli. Bunun yanında yapılmaması gerekenler de var. Muhabir, yargı içeren, peÅŸin hükümlü suçlayıcı ifadelerle soru sormamalı. Şüphelileri tahrik edecek sorular da yöneltmemeli. Muhabir, olayı olduÄŸu gibi aktarmalı, provoke edici soru ve davranışlarıyla haberin konusu olmamalı. Muhabir toplumsal olayları kullanırken de üslubuna dikkat etmelidir. Muhabirler, etik kurallara uymalı ve kurgu haberden uzak durmalı.” 

 

WHATSAPP Ä°HBAR HATTI 24-12-2019

gülücük0
hayran0
şaşkın0
üzgün0
kızgın0
  • EreÄŸli FM Mobil Uygulamalarımız Yenilendi!
    Hemen Deneyin!
İlk Yorumu Siz Yazın!
Yorum Yazın

Canlı Radyo