‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ durumu!

Hükümet’in Türkiye Taş kömürü kurumu (TTK) ile ilgili uygulamalarını eleştiren CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, “bir göz boyama ve ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ durumuyla karşı karşıyayız” dedi.

Siyaset 7 yıl 13 gün 18 saat 50 dakika önce 900

Turpcu, TBMM’de Torba Yasa ile ilgili görüşme sırasında yaptığı konuşmada, Zonguldak’taki madenci tepkileri sonrasında Hükümet’in, durumu gizlemeye çalıştığını öne sürdü. Özelleştirme kelimesi yerine, ihale etme yetkisi adı altında kanun metninin TBMM’den geçirmeye çalıştığını iddia eden Turpcu, şunları kaydetti:
Başka planlar mı var?
“Madencilerimizin yaptığı eylem sonrası söylenen, ilgili maddede değişiklik yapılarak ’TTK’nın devlet eliyle işletilen sahaları hariç tutulacak’ ibaresinin eklenmesi, sorunu çözmez. Bu maddenin tamamen tasarıdan çıkarılması gerekiyor. Çünkü bu şekilde Havza Madenciliği kavramı bitirilecektir. Yani, bir göz boyama ve ’ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ durumuyla karşı karşıyayız.
Hükümetin yaptığı özelleştirme hamlesi arkasında başka planları da barındırmaktadır. Özelleştirme adı altında her müessese bir holdinge termik santral yapma hakkıyla verilecektir. Sonrada zarar ediyoruz diyerek ithal kömürlü termik santralarla yöneleceklerdir. Zaten Zonguldak’ta fazlasıyla ithal kömürle çalışan çevreyi mahveden termik santrallar var.”
Zonguldak iş isterken..!
TTK ile ilgiyi yol haritasını aktaran CHP’li vekil, şu ifadeleri kullandı:
“Biz Zonguldak için, iş, aş, gelecek istiyoruz, hükümet ise elimizdeki avucumuzdaki son kalan parçamızı da almak için çabalıyor. Reçete bellidir; TTK’nın işçi açığı acilen giderilerek, yatırım yapılarak yeniden ayağa kaldırılması zorunludur.
TTK’dan bahsedilirken sürekli zarar öne sürülüyor. Hasta garantili hastanelerin, yolcu garantili havaalanlarının, araç garantili köprülere verdiğiniz garantilerin, paraların akıtıldığı rantçılar hariç herkesin zarar hanesine yazıldığını hatırlatmak isterim. Biz TTK’yı sadece Zonguldak için değil, stratejik değeri olan taş kömürü için, Türkiye için savunuyoruz. Madencinin onurunu, geleceğini koruma mücadelesinde, elinizi vicdanınıza koyarak bu konuyu yeniden değerlendirmenizi talep ediyorum.”