Çevre ve Yaşam 6 yıl 8 ay 1 gün 13 saat 5 dakika önce 1239
Tabiatın yeniden canlanışının simgesi olan Nevruz dolayısıyla, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Ereğli Eğitim Fakültesi kampüsünde etkinlik gerçekleştirildi.
Kampüs alanına konulan odun yığını, ilçenin kaymakamı Nazım Madenoğlu, Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Dekan Ali Azar ve okulun yapımında en büyük katsı sunan Yılmaz ailesinden Zuhal Yılmaz birlikte yaktılar.
Ateşin üzerinden sırasıyla Dekan Azar, Kaymakam Madenoğlu ve öğrenciler atladı. Oldukça neşeli görünen Başkan Uysal ise yükselen alevlerin yanından atlayarak kendisini görüntüleyen kameraların kadrajlarını yanıltmak istedi.
BİRLİĞİN KANITINI AÇTIKLARI BAYRAKLARLA GÖSTERTİLER
Kutlamanın eğlence kısmında ise üç farklı gurupta öğrenci Türk, Azerbaycan ve Türkmenistan Bayrakları açarak Nevruz’un birlik ve kardeşlik olduğunu adeta kanıtladı. Etkinlikte, çalan müzikler ille danslar edildi, oyunlar oynandı. Katılımcılara pilav, et ve ayran da ikram edildi.
KONFERANSTA KONUŞTU
BEÜ Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Azar, okulun toplantı salonunda yaptığı konuşmada, baharın gelişinin tabiatın yeniden canlanışının simgesi olan Nevru’un yüzyıllardır çok geniş bir coğrafyada; ırk, din, dil ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin yerel renk ve inanışlarla kutlandığını söyledi. Azar, konuşması şöyle sürdürdü:
“Her ülkede farklı şekillerde kutlansa da nevruzun dili her yerde aynıdır. Sevgi, barış, kardeşlik ve yaşama sevincidir. Bir ortak kültür ve zenginlikler yumağı olan bu anlamlı bayramı sonsuza dek kutlayabilmemiz; bireysel ve toplumsal sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, barış, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşama isteğimize ve sevincimize bağlıdır.
Tarihi çok eskilere dayanana Nevruzu insan hakları, kültürel farklılıklara saygı, demokrasi gibi kavramların damgasını vurduğu çağımızda dostluğa, kardeşliğe, barışa uzanan bir köprü olarak değerlendirmek gerekir. Bizlerin görevi ortak kültür birliğimizin simgelerinden biri olarak asırlardan beri kutladığımız bu değerimize sahip çıkmak, özüne uygun olarak yaşamak, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Çünkü bizler bir bütünün, bir vatanın, aynı ulusun, aynı mezhebin mensuplarıyız. Aynı gök kubbe altında yaşıyor, aynı yağmurda ıslanıyor, aynı güneşle ısınıyoruz.”