Gündem 9 yıl 7 ay 8 gün 15 saat 12 dakika önce 1403
Zonguldak’ta işportacılıkla başladığı çalışma yaşamında önce mağaza açan, sonra da yatırımlarını sürdürerek alışveriş merkezi sahibi olan girişimcinin ticari yaşamı bir başarı öyküsü.
İş adamı Mehmet Bozkurt (44), 1985’te başladığı işportacılığı 5 yıl devam ettirmesinin ardından bir arkadaşıyla Kastamonu’da küçük bir dükkan açarak ticarete atıldı.
Yaklaşık 6 yıl süren ortaklıktan ayrılarak Zonguldak’a taşınan Bozkurt, burada da ticarete yönelerek bir iş hanında kiraladığı dükkanda 2001’e kadar sermayesini artırdı.
Üç çocuk babası Bozkurt, daha sonra iğneden tornavidaya, bardaktan defter ve kaleme kadar çok sayıda ürünün satıldığı 5 katlı mağaza kurarak işlerini büyüttü.
İlerleyen yıllarda Çaycuma ilçesinde de yatırama yönelen ve burada alışveriş merkezi açan Bozkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 kardeş olduklarını, ailede ticaretle bir tek kendisinin uğraştığını söyledi.
İşportacılığın zor bir meslek olduğunu, geçmiş yıllarda çok büyük sıkıntılar yaşadığını anlatan Bozkurt, "Tezgah açtığımız arkadaşlarla görev paylaşımı yapardık. Birimiz ürünleri satar, diğerimiz zabıtaları kontrol ederdi. Elimizde ürünle zabıtadan çok kaçtık" diye konuştu.
- "Patrondan çok çalışan gibiyim"
Bozkurt, seyyar satıcılıkla Türkiye’yi gezdiğini, her gittiği kentte de ticaretin inceliklerini öğrendiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Şimdi Zonguldak’ta 5 katlı bir mağaza ile Çaycuma’da alışveriş merkezi sahibiyim. Geçmişte zabıtanın kovaladığı biri olarak 50 kişiye istihdam sağlayacak konuma gelmenin mutluluğunu yaşıyorum. Nereden geldiğimi ve ne tür zorluklar çektiğini asla unutmadım. Ben yoksul bir ailenin çocuğuyum. O yüzden patrondan çok çalışan gibiyim. Bazen kasaya geçiyorum, bazen mağazanın önünü süpürüyorum. Bunu gören müşteriler benim buranın sahibi olduğuma inanmıyor. Bizim işimizde herkes patron. Şu anda yeni bir mağaza daha açacak olmanın heyecanı içerisindeyim. Böylece istihdam sayımız da artacak."
İnsanların yapacağı işi iyi bilmesi gerektiğini vurgulayan Bozkurt, "Bir işin çıraklığını yapmak çok önemli. Başarılı olabilmek için ise ’Ben pazarda yetiştim’ demekle olmuyor bu işler. Bizim gibi insanların artıları ve eksileri var. Ancak bizden bu işi devralacak çocuklarımız muhakkak üniversite eğitimi almalı" ifadesini kullandı.