Gündem 7 yıl 10 ay 6 gün 11 saat 38 dakika önce 974
Zonguldak’ta, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin tutuklu 4 eski Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komutanı hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, meslekten ihraç edilen tutuklu eski Zonguldak Garnizon Komutanı Tuğgeneral Birol Şimşek, Zonguldak Garnizon Komutanlığında görevli Jandarma Kurmay Albay Kamil Günler, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hasan Doğan ile Deniz Albay Mustafa Kemal Öztürk, avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmada "anayasal düzeni ortadan kaldırmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlamalarının yöneltildiği sanıklar hakkında hazırlanan iddianame okundu.
Sanıklardan Birol Şimşek, savunmasında, hiçbir irtibat ve bağlantısının olmadığı, hayatı boyunca ilişki içerisinde bulunmadığı FETÖ yapısıyla ilişkilendirilmesine anlam veremediğini söyledi.
Sıkı yönetim direktifi adı altında listede adının yer almasından dolayı 180 gündür cezaevinde bulunmaktan dolayı üzüntü içinde olduğunu ifade eden Şimşek, "Hiçbir ilgim olmayan konuda örgüt hakkında savunma yapmak zor geliyor. İsmimin hainlerce yazılmasıyla suçlanıyorum." dedi.
Sosyal medyada kendisinin "paşa keyfi" ve "başçavuş" gibi ithamlarla karalanmaya çalışıldığını öne süren Birol Şimşek, "Bu örgüte mensup özelikle kendi içimizdeki FETÖ’cü personel tarafından ya üst makamlara ya da BİMER yoluyla şikayet edildim. Benim, ’AK Parti düşmanı’ olduğum gibi şikayetler gitti. Askeri savcılıklara ise ’AK Parti ile ilişki içerisinde’ diye şikayetler gitti." dedi.
Darbe girişiminden önce ailesiyle Kıbrıs’a tatile gittiğini ve daha sonra Zonguldak’a döndüğünü anlatan Şimşek, şöyle devam etti:
"Ben Zonguldak’a gelmek için uçak bileti almaya çalıştım. Türkiye’ye uçuşların birçoğu iptal olmuştu. Buna rağmen arkadaşlarımı devreye sokarak bilet bulmuştum. Kıbrıs’tan Türkiye’ye uçuşlar durmuştu. İngiltere ve Almanya’ya uçuşlar vardı. İstesem yurt dışına gidebilirdim ama ben koşa koşa ülkeme döndüm. Tugaya gelip kendime bir avukat buldum. Emniyet müdürlüğünde geceyi geçirdim. İfademden sonra sevk edildiğim nöbetçi mahkemece tutuklandım."
Şimşek, Yurtta Sulh Konseyi kimlerden oluştuğunu bilmediğini belirterek, "Sıkıyönetim listesinde imzası bulunan albayı tanımam. Ben jandarma personelini ve kendi devrelerim olanları tanırım. Diğer kuvvet komutanlıklarından uzaktım. Onlar da beni tanımaz. Ne darbe öncesi ne darbe girişimi sırasında hiç kimse benimle irtibata geçmedi. MİT ve emniyet bu bilgilere artık sahip. Benim nerede olduğum ortada tek bir delil gösterin cevabını vermeye hazırım. Darbeciler, hainler ortada. Abilerden ve ablalardan talimat alanlar ortada. FETÖ’cü olmadıkları halde tutuklu olan ihraç edilmiş olanlar ve mağduriyet yaşayan kesim bulunmaktadır. Bunun en başında da liste mağdurları bulunmaktadır. Hiçbir örgütle bağlantısı olmayan birisiyim." diye konuştu.
- "Çantamdan zarf içerisinde 1 dolar çıktı"
Kamil Günler de savunmasında, Şimşek’in izinde olması dolayısıyla kendisinin karargah amirliğine vekalet ettiğini söyledi.
15 Temmuz gecesi eşiyle evde film izlediğini, 21.30-22.00 sıralarında nöbetçi subayın kendisini arayarak harekat yıldırım mesajları geldiğini söylediğini ve kendisinin de durumu öğrenmek için eşofmanlarıyla kışlaya gittiğini ifade eden Günler, şöyle devam etti:
"Kışlaya gittiğimde incelediğim gelen mesajlarda ’Sıkıyönetim direktifi’, ’Sıkıyönetim kanunu’ gibi şeyler yazıyordu. Garip bir şey hissettim. Bizle ilgili olmadığı için tatbikat mesajı sandık. ’Muhabere etkinliğini mi ölçüyor?’ diye düşündük ama tatbikat mesajı olsa altında mutlaka ’tatbikat’ ibaresi olması gerekirdi. Tatbikat yazmadığı için ben de o vakit Kıbrıs’ta tatilde olan Tugay Komutanımı aradım. Kendisine durumu anlattım ve sıkıyönetim direktifi mesajı olduğunu söyledim. Mesajda ’Sıkıyönetim ilan edilmiştir. 03.00’ten itibaren TSK yönetime el koymuştur’ gibi şeyler yazıyordu. Mesaj metninin hemen üstünde ’Yurtta sulh’ ibaresi yazıyordu. Görüşmeden sonra mesajı ayrıntılı ve soğukkanlı bir şekilde okudum. Bunun bir kanunsuz emir olduğunu algıladım. Her önemli gelişmeyi komutanımla telefonumla bildirdim. Tugay komutanı vekiline konuyu haber verdim. Gelen her evrakı kripto odasına kilitledim, karışıklığa ve gerçek zannetme ihtimaline karşı başka rütbelilerin görmemesi gerektiğini düşündüm."
Gelen mesajda sıkıyönetim komutanları listesinde kendisinin de Kırıkkale sıkıyönetim komutanı olarak isminin yer aldığını anlatan Günler, "FETÖ’nün bir parçası olmayı aklımdan geçirmedim. Yaptığım işlerde tereddüt göstermedim. İlin ileri gelenlerinin koordine içerisinde olması sebebiyle kışlamda ve ilde bir olay olmadı. Gecenin ilerleyen vakitlerinde 2-3 olumlu evrak geldi. Darbenin geçersiz olduğu ve kanunsuz olduğu mesajları geldi. Bu mesajları da amirlerime aktardım. Şahsımı ve ailemin hayatını alt üst eden bir durum yaşıyorum. Ben ve ailemin hayatını karartanlardan sonuna kadar şikayetçiyim. Emekli bir işçi çocuğuna devlet bu kadar yatırım yaptı. Ben hakkım varsa sonuna kadar helal ediyorum." diye konuştu.
Günler, iddianamede yer alan ve çantasından çıkan 1 dolara ilişkin savunmasında söz konusu paranın şifre veya kutsi bir tarafı olmadığını ileri sürdü. Günler, şunları söyledi:
"Çantamdan zarf içerisinde 1 dolar çıktı. Onu özellikle ve özenle koymadım. 2005’te bulunduğum Irak ve Azerbaycan’da geçici görevlerde harcırah olarak dolar verirlerdi. Oradan döndükten sonra yeni araba almak için evde ne kadar para varsa bozdurdum. O dolar da oradan kalma idi. Özel kuvvetlerde çalış çabala derken bu doların nostalji olduğunu düşündüm. 10 yıl önce koyduğum ve unuttuğum bir konudur. Bulunan dolar ne bir şifre, ne de bir kutsiyet addettiğim bir şey değildir. Şayet öyle olsa idi, sürekli cüzdanımda taşırdım. Çantamdan çıkan 1 dolar, özel kuvvetlerde çalışırken dolar olarak verilen harcırahtan bir nostalji, bir hatıradır."
Duruşma, sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.
- İddianameden
Zonguldak’ta, FETÖ darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Albay Kamil Günler 17 Temmuz, Tuğgeneral Birol Şimşek 18 Temmuz, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Doğan ile Deniz Albay Öztürk ise 21 Temmuz 2016’da tutuklanmıştı.
İddianamede sanıklar hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.