Gündem 5 yıl 9 ay 29 gün 11 saat 26 dakika önce 536
Karadeniz Ereğli’de, Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Yusuf Arslan, Prof. Dr. Muammer Aksoy'u katledilişinin 29. yıl dönümünde saygıyla ve özlemle andıklarını bildirdi.
Yazılı açıklama yapan Arslan, şunları kaydetti:
“Millî iradeye ve dolayısıyla demokrasiye giden yolda, daha doğrusu MUSTAFAKEMAL'den ATATÜRK'e giden yolda, nitelikleriyle ve getirdiği değerler dizgesiyle insanı araç değil amaç kılan Cumhuriyetimize kanat gerenlerden bir bilim adamımız da Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'du.
Bugün, ne acıdır ki, toplumsal, siyasal, ekonomik ve bilimsel yaşantının hemen hemen her alanında gözlenen olumsuzluklar var.
Binlerce yıl önce bile uygarlıkların yeşerip boy saldığı bir Anadolu’da ve bu gelişmelere isimlerini vermiş olan bilgeleri ve düşünce akımlarını anımsadığınız zaman üzülüyorsunuz.
İletişim olanakları bu denli gelişmiş ve dünyamızın bu denli küçülmüş olmasına karşın, akla ve bilime öncelik vermede aksaklık varsa, düşünmek gerekiyor.
Ne olmuştur da, Anadolu’nun o çok verimli kültür toprağı çoraklaştırılmıştır? Bunun kaynağını bulmak ve kurutmak gerekiyor.
En çarpıcı faktörlerden birisi kanlı terördür. Terör Türkiye’de niçin bildiğini söylemekten korkmayan aydınlarımızı seçmektedir?
Fiziki varlığı olmakla birlikte, duygu, düşünce ve inanç erozyonuna uğrayan, yılgınlığa teslim olmuş aydınlar da, yazılarıyla ve eylemleriyle Atatürkçü aydınlanma yolunu izleyen aydınlara saldırmaktan geri durmuyorlar. Atatürk’e de saldırıyorlar, Atatürkçülere de...
Kurtuluşumuzu ve kuruluşumuzu gerçekleştiren Mustafa Kemal ATATÜRK, amaca varırken ulusal güçleri birleştirmiş ve bunun ürününü almıştı.
Biz, Muammer AKSOY, Bahriye ÜÇOK, Uğur MUMCU, Ahmet Taner KIŞLALI, Necip HABLEMİTOĞLU ve benzerlerini Kuvayı Milliye Ruhu'nun simgeleri olarak niteliyoruz. Nedir Kuvayı Milliye?
Kuvayı Milliye, Kurtuluş Savaşı’nda işgâl altındaki ülkemizde, halkımız tarafından oluşturulmuş direniş örgütleridir. Yani ULUSAL GÜÇLER demektir.
Emperyalizmin azgın temsilcileri tarafından işgal edilen ülkemizi kurtarmak için, etnik ve mezhepsel kökene bakmadan, herkesi yurt savunması için bir araya getiren bu anlayış, ATATÜRK'ün eseridir. Bu ruh, KUVAYI MİLLİYE RUHU olarak nitelendirilir.
Yarım yüzyıla yakın bir süreden beri, bu ruhun bölünmesi, parçalanması konusunda hesaplar yapan, ülkemizin üstüne oyunlar oynayan, tam bağımsızlığımızı Atatürk’ün tanımı doğrultusunda savunan aydınlarımızı kurşunlarla, bombalarla susturdular, susturuyorlar.
Prof. Dr. Muammer AKSOY:
1917'de Antalya’da doğdu. 1937'de İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Zürih Hukuk Fakültesinde ihtisas ve doktora yaptı.
1952'de doçent, 1963'te profesör oldu. Siyasal Bilgiler Fakültesinde, Medeni Hukuk, Anayasa Hukuku, İnsan Hakları ve Özgürlükleri dersi verdi.
1961 Anayasa’sının hazırlanmasında Kurucu Meclis üyesi olarak etkin rol oynadı. 30 yılın üzerinde Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı yaptı.
Türk Siyasî Tarihi'nin inanç mücadelesi sayfalarında önemli bir yere sahiptir.
1960'lı yıllarda Millî Petrol ve Madenlerimiz konusunda ödünsüz çalışmalar yaptı. 1970'li yıllarda İnsan Hakları ve Demokrasi savaşımı verdi.
1980'li yıllarda ise ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN ve LAİKLİĞİN savunma avukatlığını yaptı.
19 Mayıs 1989'da ANKARA'da ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ’nin genel merkezini kurdu.
CUMHURİYET Gazetesinde sayısız makaleleri ve araştırmaları yayınlandı. Onun, devrimci öğretmenlerin kıyımına karşı verdiği mücadele unutulmaz.
31 Ocak 1990'da Ankara Bahçelievler semtindeki evinin girişinde bedenen aramızdan alındı.
Bazı gazetelerin bürolarına telefon eden meçhul kimseler, AKSOY'un İslamî İntikam Örgütü, Müslüman Kardeşler, İslamî Hareket gibi dinci örgütlerin adlarını verdikleri yazıldı, ancak 31 Ocak gününde, dosyasına giren üç adet mermi kovanından başka hiçbir kanıt bulunamadı.
Çağdaş Türkiye için, yarınki seçimleri devletin yarınına tercih eden, halkı kutuplaştırıcı ucuz siyasetçilere değil, devletin yarınını düşünen saygın ve soylu devlet adamlarına ihtiyacımız var.
Biz, Muammer Hocamızı hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Kendisini 29. kez minnetle, şükranla, saygıyla ve özlemle anıyoruz.”