Ak Parti,Kızılcapınar,Ramazanlı ve Çevlik’teydi
Gündem 7 yıl 8 ay 5 gün 22 saat 32 dakika önce 693
AK Parti Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Mehmet Fatih Çakır, 16 Nisan’da yapılacak olan halk oylaması öncesinde vatandaşları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin bilgilendirmeye devam ediyor.
Çakır, beraberinde Ormanlı Belediye Başkanı Bayram Başol, İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediye Meclisi Üyeleri ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte İlçeye bağlı Kızılcapınar, Ramazanlı ve Çevlik köylerini ziyaret etti. Köylerde Muhtarların yanı sıra oldukça kalabalık vatandaş toplulukları tarafından karşılanan Çakır, özellikle bayanların da toplantılara iştirak etmelerinin kendilerini memnun ettiğini söyledi.
“CUMHURİYET, EN UFAK BİR ŞEYDE ELDEN GİDECEK BİR DEĞER DEĞİLDİR”
Çakır, köylerde yaptığı konuşmasında şunları kaydetti:“16 Nisan’da yapılacak olan halk oylaması bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir Başbakanlık seçimi, bir Belediye Başkanlığı yada Muhtarlık seçimi değil. Bu halk oylaması, Cumhurbaşkanlığı Sistemi veya bundan sonra bizi yönetecek olan yönetim sisteminin oylanması için yapılan bir halk oylamasıdır. Bundan sonraki 100 yılımızı etkileyecek olan bir yönetim sistemidir. Geleceğimizle ilgili karar vermeden önce, geçmişimizi masaya yatırmamız lazım. Birinci Dünya Savaşı ve ardından Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yokluk ve sıkıntılar içerisinde bir Cumhuriyet kurduk. 1923’ten 1945’e kadar tek partili yönetim şekli vardı. Bugünkü sistem değişikliğinde olduğu gibi 1945’te yönetim sistemi değiştirilip çok partili döneme geçildi. 16 Nisan’da da aynı şekilde bir yönetim sistem değişikliğine geçeceğiz. Cumhuriyetimiz sabit. Siz bakmayın birilerine, en ufak başörtüsü meselesinde bile ’Cumhuriyet elden gidiyor’ dediler. Biz ilaçları elden verelim diyoruz, yine ’Cumhuriyet elden gidiyor’ diyorlar. Cumhuriyet, en ufak bir şeyde elden gidecek bir değer değildir.
BEKLERKEN GİDEN CANLAR BİZİM CANLARIMIZDI
1950’de halkın oyuyla Adnan Menderes Başbakan oldu. 1960 yılında, halkın getirdiği bir insanı halka sormadan, kendilerini hem milletin hem de vatanın sahibi yerine koyanlar darbe yapmak suretiyle Adnan Menderes’i idam ettiler. Adnan Menderes’in suçu neydi? İdam edilecek ne yapmıştı? Bunlar hem uluslararası senaryoların hem de içerdeki ulusal uzantılarının oyunlarıdır. 15 Temmuz’da yaşadığımız gibi. Menderes’in ardından bir sivil yönetim daha geliyor, 1971’de bir Askeri Muhtıra daha yiyoruz. Tekrar sivil yönetim geliyor, 1980’lere gelirken ’sağcı-solcu’ diye köylüyü köylüye, kardeşi kardeşe kırdırmak suretiyle darbeye zemin hazırladılar ve en sonunda Sayın Kenan Evren ’Biz darbenin olgunlaşması için bekledik’ dedi. Beklerken giden canlar, hep bizim canlarımızdı. Sağcısı da solcusu da fark etmez, hepsi bizim değerimiz, hepsi bizim insanımızdı.
ÜLKEMİZİN İLERLEYİŞİNİ DURDURMAK İÇİN YAPTILAR
Geçtik 28 Şubat 1997’ye. Türkiye’de faiz lobileri, ’ticaret yapacağız, ihracat yapacağız’ diye devlet bankalarından yıllık yüzde 20 ile teşvikle para alırlardı. Aldıkları parayı devletin başka bir bankasına yüzde 120 ile faize yatırıp, aradaki yüzde 100’ü cebe indirip hayatlarında sefa sürerlerdi. Dönemin Başbakanı, kamu kurumunun bir tanesinin parası fazla çıktığı zaman ihtiyacı olan diğer kamu kurumuna vermesi için havuz sistemini oluşturunca, bu faiz lobilerinin muslukları kapandı. 28 Şubat’ın ardından bir 15 Temmuz’u yaşadık. Tarih 15 Temmuz 2016. Hepimiz dedik ki artık Türkiye’de mümkün değil böyle bir şey olmaz. Hiçbirimiz inanamadık, halen daha inanamıyoruz. 15 Temmuz 2016, kökü dışarıda, dışarıdaki gavurlardan emir alan içimizdeki sözüm ona kendilerini asker zannedenler, bu ülkenin yönetimine el koymaya, halkın seçtiği yönetimi görevden uzaklaştırmak için darbe teşebbüsünde bulundular. Soruyorsunuz bu darbe yapmaya kalkışanlara, ekonomi bozuktu da siz ekonomiyi düzeltmek için mi darbe yaptınız? Hayır. Sağlık sistemi bozuktu da sağlığı düzeltmek için mi yaptınız? Hayır. Ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri ülkemizin ilerleyişini durdurmak için yaptılar. Hem bizim taşıdığımız nüfus cüzdanından taşıyacaksınız, hem bu ülkenin vatandaşıyım diye her türlü imkânlarından faydalanacaksınız; bu millet, bu devlet size daha ne verecek? Generallik verdi. En değerli hazinemiz olan evlatlarımızı bunların emrine gönderdik. Vergilerimizle aldığımız uçakları, topları, tankları, tüfekleri bunların emrine verdik. Onlar ne yaptılar? Silahsız milletimizin, hem de onlara asker yollayan annelerin, babaların üzerlerine bomba attılar, mermi attılar, 248 şehit verdik. Vatan, millet ve bayrak için toprağa düşen tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün buralarda varsak, büyüklerimizin verdikleri şehitlik mücadeleleriyle varız…
BU ANAYASA ERDOĞAN İÇİN HAZIRLANMADI
Biz neden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni savunuyoruz. Her köyümüzde ve mahallelerimizde birer tane muhtarımız var. Hepsinde aynı yetkilere sahip ikişer tane muhtar olsa ne olur? Biri diyecek ’yollar bozuk yapalım’, öteki diyecek ’önce kanalizasyonu yapalım’. Bunlar bugün kavga etmezlerse en fazla 3 ay gider, bilemediniz 6 ay sonra kavga kaçınılmaz olur. Kavga olduğu zaman ne olur? Millet hizmet bekler ama hizmet gelmez. Çeksin köylü cefayı, sürsün birileri sefayı. Kim sürer sefayı? Ortalık karıştığı zaman puslu havayı seven, çakallar ve tefeciler. Çünkü işlerin karışmasını bekleyip, arada geçinmeyi hesap ederler. Bundan dolayı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bir muhtarlık seçimi gibi, bir Belediye Başkanlığı seçimi gibi olacak. Cumhurbaşkanına 5 yıllığına yetki vereceğiz. Bu Anayasa, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan için hazırlanmış bir Anayasa değil. Bugün Recep Tayyip Tayyip Erdoğan’ın her şeyi var. Başbakan da Bakanlarımız da Genel Kurmay Başkanımız da Sayın Cumhurbaşkanımızla uyum içerisinde çalışıyor. Ama yarın Hakkın rahmetine kavuşursa yada halkımız yerine başka birini getirirse her zaman böyle güçlü bir lider bulamayabiliriz. İşte bu nedenle bugünden önlem almak zorundayız.
SİZ ALIN YÜZDE 51’İ, SİZ YÖNETİN
Biz şunu anlayamıyoruz, bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni bir siyasi parti neden ret eder? Bu bir parti seçimi değil, Tayyip Beyin seçimi de değil. Burada diyoruz ki biz 2019’da yüzde 50+1 ile halkın istediği adamı getirelim, adam koalisyonlarla uğraşmasın, kimseye eğilmesin, sadece halka hesap versin, tek başına iş başına gelsin ve iş yapsın. Olmaz diyorlar. Peki, bu hayır diyen siyasi partilere sesleniyorum; demek ki siz yüzde 50+1 oy alamayacağınıza kesin kanaat getirmişsiniz. Siz de alın. Daha iki yıl var. Gelin çalışın, milletle hemhal olun, maddi-manevi değerlerine sahip çıkın. Millete tepeden bakmayın, siz alın yüzde 51’i, siz yönetin. AK Parti’nin oyu bugün yüzde 49, yüzde 50 diye kimsenin oyu cebinde keklik değil ki. Tarihte bunu gösteriyor. Anavatan vardı, şimdi nerede? Siyasi mezarlıkta. DYP, DSP vardı, şimdi yoklar.
EVET DEMEK LAZIM
Bizim halkımız bilinçli oy kullanır. Birileri diyor ya ’Yok efendim diktatör gelecek’. Diktatör gelecek olsa sandığı niye koysun? Cumhurbaşkanımızın neyi eksik? Neden sandıkla uğraşsın? Genelkurmay Başkanı yanında, Başbakan yanında, İçişleri Bakanı yanında, bu millet de yanında; adam diktatör olmak için neyi bekleyecek? Bunların işi gücü hayır. Birinci köprüye hayır, ikinciye hayır, üçüncüye hayır, marmaraya hayır, üçüncü havaalanına hayır diyorlar. Milletin menfaatine olan bir şeyde ’Evet’te buluşamayacak mıyız? Acaba bir yerde bir aksilik mi var? Milletin ortak değerleri için neden hep birlikte ’Evet’ diyemiyoruz? Demek lazım. Bakın Bahçeli de bize, AK Parti’ye muhalif. Ama devletin bekası için ’Evet’ diyor. Bu sistemi Süleyman Demirel istemiş, Turgut Özal, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu istemiş. Eskiden Türkiye’ye rol biçerlerdi. Amerika derdi ki şöyle yapacaksınız, tamam derdik yapardık. Bize hep figüran roller verirlerdi. Ama Allah’a hamdolsun şimdi Türkiye başkalarının yazdığı senaryolarda figüranlık yapan değil, kendi yazdığı senaryolarda başrol oynayan bir ülke. Rusya ile dost olmamız gerekiyorsa, kimseye sormayız, milletimizin menfaatleri doğrultusunda oluruz. Amerika ile dost olmamız gerekiyorsa oluruz, olmamamız gerekiyorsa olmayız.
GÜÇLÜ BİR ’EVET’ İSTİYORUZ
2019’da ister solcu, ister sağcı, ister muhafazakar, ister demokrat gelsin; kim gelirse, halkımız kimi takdir eder, kimi uygun görürse o gelsin ve halktan başkasına boyun eğmesin. Bu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, Cumhurbaşkanının nasıl seçileceğinin seçimidir. Bundan dolayı bu sisteme tüm vatandaşlarımızdan güçlü bir şekilde ’Evet’ demelerini istiyoruz. ’Evet’ seslerinin Hollanda’da, Almanya’da, Avrupa’da ve Amerika’daduyulması lazım.”
BAŞBAKANIN MEKTUBUNU TESLİM ETTİ
Çakır, Başbakan Binali Yıldırım tarafından Türkiye genelindeki 18-29 yaş arasındaki gençlere gönderilen mektuplardan bir tanesini temsili olarak Kızılcapınar’daki bir gence teslim etti. Başbakan Yıldırım’ın mektupları, Ereğli’deki gençlere, AK Parti Gençlik Kolları yönetimi tarafından ulaştırılıyor.