BUGÜN VE YARIN !..

Günümüzde birbirinden farklı, modern görünümlü, rengarenk, klasik, nostaljik görünümlü, her zevke uygun modelleriyle evimizin ya da işyerimizin vazgeçilmezlerindendir radyo.

Küçücük bir kutudan bulunduğumuz ortama yayılan ses, müzik, şarkı, haber, reklam ve dahası.

Kimine göre en iyi arkadaş, kimine göre spor bülteni, maç, kimine göre şarkı, türkü, sohbet vs...

Radyo; en kolay ulaşabileceğimiz iletişim aracı.

Şu zamanda akıllı telefonlarımızdaki internet en kolay iletişim aracı, fakat şöyle bir geçmişe yolculuk yapsak, çocukluğumuza gitsek, TRT radyoları;

 Radyo 1,Radyo 2,Radyo 3,Radyo 4 radyo frekans düğmesini çevirir, en sevilen ÅŸarkılara ya da türkülere denk gelir ve akÅŸama kadar eÅŸlik ederdik.

Bir de temsil programlar olurdu o yıllarda.

Biraz daha sesi açılır, pür dikkat dinlenirdi. Sadece sesini duyduğumuz mini tiyatro misali. Tabi ki bir sonraki gün neler olacak merakı.

Televizyon çoktan girmişti o yıllarda insanların hayatına.

Radyo ilk etapta biraz geri planda kalsa da, asla değerini yitirmediğini gösterdi yıllarca..

Ve yıl 1992; özel radyolar girdi hayatımıza.

Şehrimizden sesler, şehrimizdeki esnafın reklamı, bölgemizden haberler..

Bugün 13 Şubat DÜNYA RADYO GÜNÜ.

BirleÅŸmiÅŸ Milletler EÄŸitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 2011 yılından bu yana 13 Åžubat’ı DÃœNYA RADYO GÃœNÃœ olarak kutlamaktadır.

Öncelikle radyoculuğa gönül vermiş tüm meslektaşlarımın ve radyo dan vazgeçmeyen tüm dinleyicilerin Dünya Radyo Gününü kutluyorum.

Ve; Hala radyo dinleyen var mı?

Nadir de olsa bazen böyle sorulara şahit oluyoruz maalesef.

Aslında soruyu soranlar da dinliyor, fakat soruyorlar belki de sadece merak ettikleri için.

Evet, günümüzde teknoloji üst seviye de. Her birimizin elinde akıllı telefon, aracımızda istediğimiz müziği dinleyeceğimiz sistemler. Tek tuşla en sevdiğimiz şarkıları dinleyeceğimiz imkânlara sahibiz bulunduğumuz her ortamda.

Ard arda şarkılar akıyor hem de bizim seçtiğimiz.. Hadi biraz böyle takılıyoruz. Her birimizin yaptığı rutin bir eylem. Lakin bir yere kadar. Sonrasında bir ses, bir haber, yeni bir yer açılmış kampanya varmış bir ara gidip uğrayalım, ya da beklediğimiz haber geldi az önce radyo da anons edildi.

Kanamalı bir hasta için kan aranıyor şimdi radyo da duydum. Benim grubumdan hemen hastaneye gidiyorum. Dahası mı?

Bu şarkıyı dinlemeyeli neredeyse yıllar oldu, bugün radyo da denk geldi.

Evet hala günümüzde radyolar ilgiyle takip ediliyor. Ulusal, bölgesel, yerel radyolar. Her zaman  olduÄŸu gibi. Radyo dinlemeye devam edin. Yerel gündemi radyonuzdan takip edin..

 Dünya Radyo Günü kutlu olsun.

-------

Evet yarın 14 Şubat Sevgililer Günü.

Birçoğumuzun fazlasıyla önemsediği, birçoğumuzun da bırakın bu işleri sevginin günü mü olurmuş dediği malum gün.

Eski Roma ‘da normal hayatta birbirinden uzak yaÅŸayan genç kız ve delikanlıların bir araya geldiÄŸi bir festival düzenlenir.

Her genç kızın adı bir kâğıda yazılarak çömleğe atılıyor, sonra delikanlı hangi ismi çekerse akşama kadar o genç kıza refakat eder.

Bu refakatlerin çoğu da evlilikle sonuçlanıyor.

Ve yine o dönem de zalim bir İmparator bir gün bir ferman yayınlayarak askerlerin evlenmesini yasaklıyor.

Sebebiyse bekar erkeklerin evlilere göre daha iyi savaştıklarına inanması.

Genç sevgililere karşı yüreği şefkatle dolu rahip Valentine bu yasağı dinlemeyerek gizlice askerlerin nikâhını kıymaya devam eder.

Bu haber Ä°mparator Claudius ‘un kulağına gider gitmez, Valentine 14 Åžubat günü maalesef yakılarak idam edilir.

Genç sevgililere karşı yüreği şefkatle dolu bu rahibin ölüm günü bütün çiftlere adanır.

Sonrası malum.

Tüm dünya da sevgililerin birbirine kırmızı güller ve sembolik hediyeler gönderdiği bir gün olarak hayatımıza girer.

Mistik bir efsane. Evet, sevginin günü olmaz.

Kesinlikle sonuna kadar arkasında durduğum bir konu.

Ama şöyle bir baktığımızda birbirini seven insanların yaşamlarını resmiyete dökerek nikâhlarını canı pahasına kıymaya devam eden bir rahip, Valentine.

Şimdi eski normal hayata bir bakalım; Sevgililer gününde çiçekçilerin yoğunluğu, (Bu arada pandemi sevdiklerinize çiçek göndermeye engel değil..!)restoranların yoğunluğu, neredeyse ful dolu olduğu, sembolik hediyeleri de dahil edersek alışveriş çarklarının biraz hızlı döndüğü zamanlardan biri.

O zaman kliÅŸe bitirelim.

Sene de bir gün değil her gün sevmek ve sevilmek dileğiyle..

Sadece eşimizi sevgilimizi değil elbette değer verdiğimiz, değer gördüğümüz insanları sevelim. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Sade Türk kahvemizi sevdiklerimizle hatırını bilenlerle içmek dileğiyle

Sağlık peşimizi bırakmasın...