Aralarında Adliye Personeli ile Öğretmende Var

Zonguldak’ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında silahlı terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla aralarında adliye personeli ile öğretmenin de bulunduÄŸu tutuklu 3 sanığın yargılanmasına baÅŸlandı. 

Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teÅŸebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma" iddiasıyla dava açılan tutuklu sanıklardan Ö.E, Kastamonu E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü BiliÅŸim Sistemi (SEGBÄ°S) ile duruÅŸmaya iÅŸtirak etti. 

EreÄŸli Adliyesinde ÅŸoför olarak çalıştığını ve 6 aydır cezaevinde tutuklu olduÄŸunu ifade eden Ö.E, 1998-1999 yıllarında eÄŸitim kalitesinin üst seviyede olması dolayısıyla örgütün dershanesine gitmesine karşın söz konusu dershanenin terör örgütüyle baÄŸlantısının olmadığını belirtti.  

2003’te askerden gelmesiyle EreÄŸli’de birçok iÅŸ baÅŸvurusunda bulunduÄŸunu ve yine malum yapının dershanesinde kantin iÅŸletmeciliÄŸi yaptığını ifade eden Ã–.E, ÅŸunları söyledi:

"Ben iddianamede belirtilmesine karşın o dershanenin personeli deÄŸildim, iÅŸletmeciydim. SGK kayıtlarında dershane personeli olarak anlaşılsa da ben burada bağımsız olarak çalıştım fakat sigorta primlerimi bizzat kendim elden ödedim. 3 dönem sonunda sorunlu bir ÅŸekilde ayrıldım. Gönül bağım yoktur. Ayrıca Bank Asya’da da kantin iÅŸletmeciliÄŸi yaptığım dönemde hesap açmıştım. Bu hesabımı 2005 yılında kapattım. Yine 15 Eylül’de hakkımda e-postayla yapılan ihbar asılsızdır. Bu kiÅŸi yakınım olduÄŸunu iddia etmesine raÄŸmen bir aydır tutukluydum. Bu durumda hakkımda bilgi sahibi olmadığı görülmektedir. Kendisinden davacıyım."

Mahkeme heyeti sanığın örgütün üst düzey yöneticileriyle görüşme yapıp yapmadığının, "Bylock" ile ilgili varsa mesajlarının içeriklerinin tespitini istedi ve delillerin karartılma ihtimaline karşı sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. 

Kocaeli’deki cezaevinden SEGBÄ°S ile duruÅŸmaya katılan tutuklu sanık F.H. de özel dershane iÅŸletmeciliÄŸi yaptığını ifade etti.

2011’de üniversiteden mezun olduktan sonra geçimimi temin etmek amacıyla FETÖ’ye baÄŸlı yurtta öğretmen olarak göreve baÅŸladığını ve idari görevli olarak aynı kurumda çalışmaya devam ettiÄŸini aktaran F.H, şöyle devam etti:

"Ben ilerleyen zamanlarda buranın cemaat yurdu olduğunu öğrendim ama bir suça karışabileceğimi düşünmedim. Üçüncü yılımda idari görevden ayrıldım ve yurtta kalan çocuklara derslerinde yardımcı oldum. İkinci yıl yurdun çatı katında toplantılar düzenleniyordu. İlk zamanlar protokol ve değişik kesimlere yemekler verilirken daha sonra sürekli sohbetler yapıldığını gördüm. Sohbetlerde ben de öğrencilerin durumu ve yurt hakkında bilgiler veriyordum. Toplantıya girdiğimde dini sohbet yapıldığını ben girince ara verildiğini gözlemliyordum. Evimde yapılan aramada ele geçen 3 kitap, sonra varlığını bile unuttuğum kitaplardır."

17-25 Aralık sürecinden sonra bir takım rahatsızlıklar duymaya baÅŸladığını ve bir süre sonra kurumdan ayrıldığını aktaran F.H,  "17-25 Aralık’tan sonra Bank Asya hesabında bulunan nakit paramı çektim. Döviz hesabımı hemen çekemedim, banka görevlilerince bana döviz olmadığı söylendi. Evimde bulunan 1 dolarlar, 2014’de evlenen kız kardeÅŸimin düğününden kalan ve annemin bana verdiÄŸi dolarlardır. Bu dolarlar evimde televizyon sehpasının üzerinde duruyordu. 15 Temmuz günü evimdeydim. Darbe giriÅŸimi çaÄŸrısıyla meydanlara indim ve bu giriÅŸimi lanetledim. Suçsuz olduÄŸumu düşünüyorum, tahliyemi talep ediyorum." sözlerine yer verdi.

F.H’nin de delillerin tam olarak toplanmaması, delillerin karartılma ihtimali göz önünde bulundurularak tutukluluÄŸun devamına karar verildi.

Tutuklu sanık Y.K. ise arama yapılan ve kullanılmayan baba evinde bulunan kitapların yüzde 90’ının 2008’de vefat eden babasına ait olduÄŸunu öne sürdü.

Y.K, "15 Temmuz sürecinden sonra kitapların yasaklı olduÄŸunu öğrendim ve kurtulma çabası içinde babamın evine götürdüm. Çöpe atsam baÅŸkası görebilirdi. Babamın hatırası da olduÄŸu için boÅŸ eve bıraktım. Bir komÅŸu görmüş ve ihbar etmiÅŸ. 2012-2014 yılları arasında 2-3 kez sohbetlere katıldım. Bu sohbetlerde 5-10 lira sadaka niyetine vermiÅŸtim. TutukluluÄŸumdan dolayı maÄŸdur durumdayım. Cezaevine girdiÄŸimde çocuÄŸum 3 aylıktı ve ÅŸimdi cezaevine geldiÄŸinde beni tanıyamıyor. Tahliyemi talep ediyorum." dedi. 

Mahkeme heyeti, sanığın, sabit adresinin bulunması, mevcut delillerin yeterliliÄŸi ve karartma ihtimalinin olmamasını göz önünde bulundurularak adli kontrol ÅŸartıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi. 

DuruÅŸma ertelendi