10 BİN YILLIK BUĞDAY TOHUMU BULUNDU!

Ülkede ‘yerli’ ve ‘milli’ açıklamalarının peş peşe yapıldığı bu günlerde, Zonguldak’ın Ereğli ilçesinden gelen bir haber gündeme adeta bomba gibi düştü.
Eski bir köy evinde cam şişeler içinde bulunan buğday tohumlarının “10 bin yıllık” olduğu tespit edildi. Evin bazı yerlerinde farklı zamanlarda yapılan aramalarda ise genetiği ile oynanmamış yüzlerce yıllık “saf” sebze tohumları bulundu.

Özel Haber (Şafak Negüzel)

Ereğli FM’in aldığı bilgiye göre, Karadeniz Ereğli'de işçi Recep Somuncu, ilçenin Çevlük Köyü’nde arazi satın aldı. Eşi Semiha Somuncu ise arazi içinde kalan harabe durumdaki evde, tesadüfen cam şişeler içinde ne olduğunu bilmediği topumlar buldu. Durumu bir süre gizli tutma kararı alan aile, bulduğu tohumlardan bazılarını toprak ile buluşturdu.
Süreçte ise topumlar, Türkiye bulunan Dünya’nın en büyük 3’üncü Gen Topum Bankası olan TAGEM’e gönderilerek analizleri yaptırıldı. Ortaya çıkan sonuç ise herkesi hayrete düşürdü.
NASIL, NEREDE BULUNDU?
İşçi Recep Somuncu, gazeteci Şafak Negüzel’e konuşmasında, çarpıcı detaylar iletti. Durumun büyüklüğünü, “Cumhurbaşkanımızın bir danışmanı bana şunu söyledi; ‘Dünyayı karşınıza aldığınızı farkında mısınız?’” sözlerini aktararak anlatan Somuncu, şu sözlerle konuştu:
ESKİ BİR EV VARDI…
“Çevlük köyünde 2010 senesinde 40 dönümlük bir arazi satın aldık. Arazi içindeki eski bir ev ardı. Tohumları, bu evin içini incelediğimizde bulduk. Evin bazı yerlerini araştırdıkça başka tohumlarda çıkıyor. Bunların çoğunu Gen Bankası’na verdik ve bu tohumların 10 bin yıldır genetiği ile oynanmamış tohumlar olduğu belirlendi. Oradan bize teşekkür belgesi geldi.
Bu çok büyük bir olay. Burada sınırlı alanlar olduğundan çeşitli şehirlerde üretim denemeleri yapıldı. Bir arkadaşıma verdim 500 dönüm üzerinden o ekiyor. Bunu ise yarı yarıya bölüşüp Ereğli’de piyasaya vermeye çalışacağız.
ŞEKER HASTALIĞI VE KANSERE!..
Bu buğdaydan yapılan ekmek, şeker hastalarında seviyeyi normale çekiyor. Yapılan diğer analizlerde de kanser ve ur oluşumunu engellediği kesinlikle belgelendi. Vücudu normal hale çeviriyor.
İlk 5 kilogram tohum bulduk şimdi elimizde 15 ton tohum var. Hedefimiz, önümüzdeki yıl 200 ton üretmektir. Bire kırk veriyor, çok bereketli. Dünyaya Karadeniz Ereğli’den yayılmış. Osmanlı arşivlerinde de var. 1850 Osmanlı arşivlerinde, ‘kabulca’ diyor ama Kastamonu’da ‘siyes derler’ diyor.
Aynı evde domates, biber, patlıcan da bulduk ve onları çoğalttık. Bazılarını Gen Bankası’na hediye ettik. Yöneticileri, teşekkür etmek için yakın zamanda Karadeniz Ereğli’ye gelecekler. Bu tohumlarında çok eski olduklarını söylediler ve çok sevindiler.”
TOHUMLARI ORTA ÇIKARTTIĞI İÇİN HAYATİ TEHLİKESİ VAR!   
Cumhurbaşkanımızın bir danışmanı bana şunu söyledi: ‘Dünyayı karşınıza aldığınızı farkında mısınız?’ Biz bilinçliyiz, biliyoruz. Biz Ereğli’deyiz, köyündeyiz. Sıkıntı olmaz. Bize karşı böyle bir saldırı, yok etme çabası olabilir ama önemli değil. Biz her şeye hazırız. Önemli olan memleket için görevimizi yapmaktır.”
EŞİ, İKİNCİ MUCİZEYİ ANLATTI:
300 YILLIK EKŞİ MAYA!!!
Üretim ve yayma aşamalarında belki de en önemli görevi üstlenen Semiha Somuncu ise yaklaşık 300 yıldır sürdürülen aile geleneği ile ‘ekşi maya’ ürettiklerini söyledi. Bayan Somuncu da, bu maya ve 10 bin yıllık buğday kullanarak taş fırında pişirdikleri ekmeğin pek çok hastalığı şifa olduğunu öne sürdü. Elde edilen tohumları pek çok şehre gönderdiklerini anlatan Somuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ekmek, 300 senelik ekşi mayadan yapılıyor. Bu ekmek, özellikle ur oluşumuna, kansere, şeker hastalarına, iltihap ve eklem rahatsızlıklarına birebirdir.
Ekşi mamayı ise büyüklerimizden itibaren bugüne kadar muhafaza edilmiştir. Kullanımdan kullanıma, yaptığımız hamurdan bir miktar bırakıldı ve bu 300 yıldır böyle sürdü. Söylemeyi unuttum özellikle çölyak hastalığına çok iyi geliyor. Şifalı yani.
Buğdayı bulduğumuzda ise arazi kiraladım, ektim. Üretmeye başladım. Birkaç yerde kiralama arazi yaptım. Bu yıl tam istediğimiz gibi olmadı ama yine de ürütün önemli boyuttaydı. Hedefimiz, bu değerli tohumu devam ettirmektir. İhtiyacı olan hastalar faydalansın istiyoruz. Bize gelen çok oldu. İstanbul, Ankara, Konya, Manisa ve Giresun’a tohumlar gönderdik.”